
Kim bilir, belki bir gün, yeniden kavuşuruz balkonlarımıza, o zaman daha bir anlamlanır Orhan Pamuk’un bu kitaplaşan ve sergilenen balkon fotoğrafları…
İstanbul, dünyanın başkenti… çok önemli, çok güzel, çok gizemli ve belirleyici… Her ne yaparsanız yapın, kentin doğası, kültürü, heyecanı yaptıklarınıza işleyecek, önemini, güzelliğini, gizemini ve belirleyiciliğini arttıracak…
Tabii ki, yapandan yapana bir fark olacak arada… Ben, örneğin, ağzımla kuş tutsam, kimse bilmeyecek, görmeyecek, umursamayacak. Ama Orhan Pamuk, hemen her gün aynı kareleri birbiri ardına görüntüleyecek hem kitap hem sergi olacak… hem de uluslararası boyutlarda.
Aradaki fark…
Kolayca anlatmam zor… Sergiyi gezerken bir televizyon programcısı arkadaşıma da anlattım: Elektronik kamera yeni gelmişti, müthiş bir olanaktı… İnce eleyip sık dokumaya gerek duymadan, (televizyoncuların deyimiyle stok şut) birçok görüntü çekme imkanına kavuşmuştuk. Bir gün kameramızı alıp, İstanbul’un simgesi sayılan Kız Kulesi’ni çekmeye gittik. Gün boyu çekim yaptık. Yakın, geniş planlar, zoom in/outlar, panlar, tiltler, gemi geçerken, kayık salınırken, kuş uçarken, martı konmuşken… aklınıza ne geliyorsa artık… Havaydı, soğuktu, sıcaktı, bulutluydu, sisliydi demeyecek, o stokları kullanabilecektik. Aradan çok zaman geçmedi, Kız Kulesi görüntüsü gereksinimi doğdu. İçinden hiçbiri uymadı, belki aynı yerden aynı kareyi çektim, ama eskileri kullanamadım.
İşte, aradaki fark o duygu. Nüans bile sayılamayacak bir versiyondu muhakkak kullandığım…
![]() |
Bir başka Orhan, mutlu bir Orhan…
Genellikle yazmakta zorluk çektiği zamanlarda (doğrudur, benim gibi kendini her an sokağa atamaz ki, atsa da çevresini saranlardan kafasını toplayacak fırsatı bulamaz ki) balkonundan manzara fotoğrafları çektiğini, onları o anın duygu ve heyecanı ile ayırt etmeden sakladığını, ama 8,500’ü bulunca sayıları belli bir “anlam” yüklendiğini söylüyor.
Fotoğraf çektiğinde “bir başka Orhan, mutlu bir Orhan” olduğunu yazıyor, Balkon kitabının girişinde… Bu önemli bir duygu… Yazarken yoğun duygularla dolması doğrudur, yazamaması da, hatta yazdıklarını beğenmemesi de… Onun için de –belki de dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip- balkonuna atıp kendisini, içiyle hesaplaşması gerekir. O hesaplaşma(lar)ın sonucunu güçlü edebiyat, çok sevilen müthiş romanlarda görüyoruz… Demek ki sağlam sonuçlara ulaşmış Orhan Pamuk.
Sonra “genel duyguyu değil, küçük ayrıntıları saptamaya çalıştığını” aktarıyor. Buna da bağlı olarak -8,500 yani hemen her gün 70 fotoğraf çekmeye başlayınca- “artık çektiğim fotoğrafların güzelliği, gerekliliği, onları saptamış olmanın gururu içimdeki kederi (yani yazamamanın haklı hüznünü) bastırmıyordu” diyor açık yüreklilikle…
![]() |
Bir arada, anlamı farklı…
Fotoğraflar ruh halini, kendisini aynı manzaraya bağlayan şeyi, tekrarları, hareketi göstermesi gerekliliğini anlatıyor bir arada. Çekerken değil, ama aradan geçen onca yılda (5-6 yıl önce çektiği belirtiliyor) o kareler bambaşka anlam yüklenmiş artık. Orhan Pamuk için farklılaşan anlam(lılık) biz izleyiciler ve okurlar için de daha farklı gösteriyor kendini.
Gerhard Steidl, zaten yayıncı olarak fotoğrafa, kitapta da görselliğe önem veren biri olarak bu(nca) fotoğrafı bir arada görünce -ve tabii, kendince daha bir anlam yüklenince, hepimizden farklı- hemen kitaplaştırmaya ve sergilemeye karar vermiş.
Güleriz ağlanacak halimize…
İstanbul bu, bütün kötülükleri siler, bütün güzellikleri yüceltir… Basın toplantısında Orhan Pamuk, her ne kadar “manşet çıkarmaya çalışıyorsun” dese de, bu “Balkon”un “tek” kaldığını, bu güzelim kentin artık beton yığını olmasıyla, gökdelen benzeri dikey ve bir o kadar da çirkin yapı(laşma)yla balkon güzelliğini kaybettiğini unutmamak gerekir.
Kim bilir, belki bir gün, yeniden kavuşuruz balkonlarımıza, o zaman daha bir anlamlanır Orhan Pamuk’un bu kitaplaşan ve sergilenen balkon fotoğrafları… Kıyaslama imkanı bulur, oturur ağlarız kaçırdıklarımıza…
![]() |
BALKON (fotoğraflar) Sergi, 6 Şubat – 27 Nisan 2019 Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
![]()
|
- Hayata bir de bu “pencere”den bak!… - 9 Nisan 2020
- BİTMEYEN AŞK: İSTANBUL - 7 Aralık 2019
- Türkiye’nin Çilingir Sofrası: Rakı Gastronomisi - 3 Aralık 2019