Bilimsel yöntemlerle stresten kurtulma sanatı: Strese Son

Strese Son’da stres konusuna dair her şey; önce teorik olarak anlatılmış, ardından nörolojik boyutu açıklanmış ve bilimsel verilerle örneklendirilmiş.

“Beyninizi dört adımda programlayın.”

Geçtiğimiz hafta gönülsüz bir şekilde okumaya başladığım bu kitabı, büyük bir hevesle sizlere tanıtmanın heyecanı içindeyim. Başlarken çok da hevesli değildim çünkü stresle ilgili çok fazla kitap yazılmıştı zaten. “Yine bildiğimiz şeyleri anlatmışlardır.” diyerek büyük bir önyargı ile kitabı okumaya başladım. Peki önyargılarımı kırıp, kitabı beğenmemi sağlayan özellikleri nelerdi? Şimdi onlardan bahsetmek isterim.

895954_2

Kitabın yazarı, Stanford üniversitesinde uzun yıllar yöneticilik yapmış, ardından ICAH’da (Uluslararası Davranışsal Sağaltım Merkezi) görev almış, ayrıca geçmişte Carl Rogers ile de çalışmış bir isim. Kitapta anlattığı stresle savaşma modelini oluşturabilmek için, altı yılını harcadığını ifade ediyor.

Yazarın trajik bir öyküsü var. Acıklı bir çocukluk döneminin ardından; beyin tümörü teşhisi, işten atılma durumu, eşinden boşanma ihtimali gibi, her şeyin üst üste geldiği bir dönemde, adeta bir aydınlanma yaşıyor. Yaşadığı bu olumsuzlukları içtenlikle yazmış olması, önyargımı kıran ilk etmenlerden biriydi. Genellikle bu tarz kitapları yazan kişiler, kendilerine dair çok fazla bilgi vermezler ve her şeyi aşmış, kusursuz bir insan imajı çizerler. D.J. Goewey böyle bir poz takınmıyor. Zaten “Strese son” derken, stresin kökünü kazıdığını da iddia etmiyor. Peki ne diyor? Şimdi bunlara bir bakalım:

Geçirdiği beyin tümörü ameliyatı sonrası nöroloji üzerine yapılan tüm çalışmaları yakından takip ediyor ve nöroloji alanında çok fazla bilgi ediniyor. Bu bilgiler ışığında, “Stres dediğimiz olgu nedir?” , “Strese girince beynimizde ne oluyor?”, “Stresin bedenimizdeki etkileri nelerdir?” gibi soruların bilimsel yanıtlarını kitabında detaylıca anlatıyor.

“Bu kitap strese çözüm bulmakla, yani özünde başarının nörobilimiyle veya üst beyin ağlarının en iyi performansı göstermesini sağlayan zihinsel bölgenin yerini saptamakla ilgilidir.”

“Nöroplasti” adını verdiği bir süreçten bahsediyor. Nasıl ki işlevini kaybetmiş kusurlu bir burun, rinoplasti sayesinde işlevsel ve estetik hale geliyor; anlıyoruz ki zihnimiz için de aynı şeyi yapmamız mümkün. Nöroplasti sayesinde, stresin zihnimizde zarar verdiği yerleri onarmamız, sağlıklı ve estetik hale getirmemiz mümkün! Hem de cerrahi müdehale gerekmeksizin, tek başımıza!

“Bize sıkıntı veren insanlar ya da olaylar değil, o insanlar ve o olaylar karşısındaki kendi düşünce, his ve davranışlarımızdır.”

Yani hayatta stres yaratan stresörler hep vardır ve var olacaktır. Bu noktada önemli olan bizim aldığımız tavırdır. Stresi mi tercih edeceğiz; yoksa huzuru mu? Huzuru nasıl tercih edeceğiz? Yazarımız bunun yöntemi olarak dört adımlık bir süreç kurgulamış:

Adım 1: Farkındalık kazanmak – Stres dediğimiz şeyi sonlandıran içgörü

Adım 2: Seçme aşamasına gelmek- Beyninizi dönüştüren zihniyet

Adım 3: Stresin ötesine açılmak – Beyin potansiyelinizin tamamını gerçekleştirmenin anahtarları

Adım 4: Sürdürmek – Her gün ve her şekilde

Süreci tamamlamak için hafta hafta bir program hazırlanmış. Programda yapılandırılmış 11 hafta ve o hafta kullanılması gereken araçlar yer alıyor. Bazı bölümlerin sonunda verilmiş ses kaydı linkleri var. Bu linklerin bazıları video bazıları ise ses kaydı şeklinde. İstenildiği takdirde izlemek veya dinlemek mümkün. (Ses kayıtları Türkçedir.)

Kitabın 2-3 gün içinde okunup tamamlanması değil, hafta hafta okunarak ilerlenmesi öğütleniyor. Gerektiği takdirde aynı bölümün tekrar tekrar okunup, uygulanabileceği belirtiliyor.

Bir uzman gözüyle baktığımda kitapta sunulan modelin algoritması şu şekilde:

Stres konusuna dair her şey; önce teorik olarak anlatılmış, ardından nörolojik boyutu açıklanmış ve bilimsel verilerle örneklendirilmiş. Kişinin mevcut stres düzeyinin ölçülmesi, sonrasında yapılması gerekenler bilişsel davranışçı terapi düzleminde okuyucuya aktarılmış ve meditasyon teknikleri ile de desteklenmiş. Yani modeli kabaca özetlemek gerekirse:

Stresle savaş modeli = Nöroloji + BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi) + Meditasyon

Şeklinde formüle edebiliriz. Görüldüğü üzere eklektik bir yaklaşım sunulmuş. Özellikle beyin fizyolojisine dair verdiği bilgiler ile bu konuda yapılmış deney ve araştırmaları sunması oldukça etkileyici. Böylece sunulan tekniğin alelade bir şey olmadığı, bilimsel metodlarla sınanmış bir model olduğu kanıtlanmış oluyor.

“Stres bir gün belki bu konuda bir şey yaparım diyebileceğiniz bir şey değildir. Bu konuyla her gün ilgilenmek zorundasınız. Bugün ilgilenmelisiniz. Yani hastanenin acil ünitesinde, başınızda kalp krizinizi tedavi etmeye çalışan doktor ve hemşirelerle yatarken değil. Stresi ciddiye alın!”

Stres o kadar aşina olduğumuz bir kelime ki, gerçekten pek önemsemiyoruz. Ancak çoğu hastalığın temelinde stresin yattığını da biliyoruz. Kendimizi gündelik yaşamın koşturmasına kaptırmışken, bu konuda ne yapacağımızı bilemiyor olabiliriz. Stresle baş etmek için terapi veya tatil arzuluyor olabilir ancak her ikisi için de zaman ve para ayıramıyor olabiliriz. İşte bu noktada bu kitabı okuyarak kendimize self terapi yapmamız mümkün. Bibliyoterapinin de terapi tekniklerinden biri olduğu unutulmamalıdır.

Bu kitap “Bir kitap okudum ve hayatım değişti!” türünden bir kitap değil. Aksine, azim ve emek gerektiren bir kitap. Yazarın iddiası; önerilen teknikleri gün içinde kullanmayı alışkanlık haline getirmeyi başladığımız taktirde, stresi sonlandırabileceğimiz şeklindedir. Sizler ne düşünürsünüz bilemem ama bence denemeye değer!

“Zihninizi değiştiremiyorsanız, hayatınızı değiştiremezsiniz!”

  • Strese Son!
  • Yazar: Don Joseph Goewey
  • Çeviri: Aysun Babacan
  • Yayınevi: NTV yayınları
  • Sayfa Sayısı: 232
  • Baskı Yılı: Ocak 2016
Neslihan Korkmaz
Latest posts by Neslihan Korkmaz (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Cide’ye aşık, Cide’ye hasret: Rıfat Ilgaz

Read Next

Yağmur Dinecek Kimse Bilmeyecek

5 Comments

  • Psikolojiye meraklı biri olarak çok ilgimi çekti en kısa zamanda alıp okumayı düşünüyorum. Kaleminize sağlık Neslihan Hanım.

    • İlginiz için teşekkürler Aynur Hanım.

  • facebook grubumuzda görüp okudum yazınızı. çok açıklayıcı ve doyurucu olmuş elinize sağlık.

    • İlginiz için teşekkürler Yusuf Bey.

  • Merhaba Neslihan hanım,
    Kitap çok güzel fakat dinleme kısmını yapamıyorum.
    Rica etsem sizde varsa bana ses dosyalarını gönderebilir misiniz? Kitap elimde fakat NTV yayınları internet sitesi kapandığı için bulamıyorum 🙁

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *