
Belki de en önemlisi, Orhan Veli’nin elimizdeki bu kitabın mı, yoksa “roman gibi” yaşadığı kendi hayatının mı kahramanı olduğu sorusunun yanıtını, Haluk Oral’ın kitabın sonunda veriyor olması.
Son yıllarda Orhan Veli ile ilgili anı, inceleme ve mektuplardan oluşan pek çok kitap yayımlandı. Bu kitaplara Kasım 2015’te bir yenisi daha eklendi. Ancak bu kitap Şair’e ve onun yakın çevresine farklı bakış açısı ile ayrı bir yerde duruyor. Ayrıca çok özenle düzenlenmiş mektup, belge ve fotoğraflarla görsel açıdan da içeriği destekleyen doyurucu bir malzeme sunuyor. Dahası, okuma sürecinde kitabın adı da yapıta farklılık katan unsurlardan birisine dönüşüyor. Bu noktaya yazımızın son bölümünde değineceğiz.
Kitabın ilk birkaç bölümünde Orhan Veli’nin ailesine, çocukluk dönemine, lise ve üniversite yıllarına ait biyografik bilgileri görüyoruz. Orhan Veli’nin farklı nitelikte bir insan olmasının izlerini çocukluk anılarında buluyoruz. Beykoz’da geçen ilk gençlik döneminde kendisi 16, kardeşi Adnan Veli 14 yaşındayken, Kumkapı’da satın aldıkları kayığı, Beykoz’a kadar saatlerce kürek çekerek götürmelerine tanıklık ediyoruz.
Haluk Oral bu kitapta, Orhan Veli’nin hayatında tiyatronun şiirden önce ne kadar önemli bir yer tuttuğunu, Garip’in doğuşunu ve Şair’in arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı Yaprak dergisi macerasını dönemin siyasi gelişmeleri çerçevesinde oldukça çarpıcı bir biçimde anlatıyor.
Orhan Veli’nin askerlik dönemine kitapta önemli bir yer veriliyor. Şair’in askerdeyken yazdığı mektuplar, yaşamının sonraki dönemlerine ışık tutacak niteliktedir. Bu döneme ait bazı bilgi ve belgeler ilk kez bu kitapla gün ışığına çıkıyor. Bu belgelerin ortaya çıkarılmasında yazar Haluk Oral’ın katkısı oldukça fazla. Kitap bu açıdan da ayrı bir önem ve değer kazanıyor. Örneğin Haluk Oral, Orhan Veli’nin askerliğini yaptığı yöreleri ziyaret ediyor ve ilk ağızdan anı dinleyip belge ediniyor. Orhan Veli’nin askerden yazdığı mektuplarında ‘’sevdiği kız’’ olarak bahsettiği köylü kızının fotoğrafı, yıllar sonra ilk kez bu kitapta yer alıyor.
Orhan Veli’nin adını ve taslağını bile belirlediği bir roman yazma niyetini, askerdeyken yazdığı bu mektuplardan öğreniyoruz. İşte bu roman taslağının adı, Haluk Oral tarafından kitabın ilerleyen bölümlerinde Orhan Veli’nin bütün yaşamıyla özdeşleştiriliyor. Yazara göre Şair’in yaşamının şifresi belki de bu iki sözcük: ‘’Dünyalarının Dışında’’.
Kitapta Orhan Veli’nin en yakın arkadaşları olarak bildiğimiz Melih Cevdet ve Oktay Rıfat elbette var. Orhan Veli onlardan ayrı düşünülemez. Ancak, Şair’in en yakın dostları sadece onlar mı? İşte burada kitabın farklı bir özelliği daha ortaya çıkıyor. Çok iyi tanıdığımız isimlerin yanında, adını daha az duyduğumuz veya hiç bilmediğimiz kişilerin, kitabın içinde konu başlığı olarak karşımıza çıkması oldukça şaşırtıcı geliyor. Orhan Veli’nin hayatında bu isimlerin ne kadar etkili olduğu kitapta ustalıkla anlatılıyor. Kitapta her biri Orhan Veli’nin hayatına önemli derece dokunmuş kadınlar görüyoruz: Binnaz, Nahit Hanım, Meziyet ve Bella. Orhan Veli’nin “sere serpe” şiirini kimin için yazdığına ve bazı şiirlerinin hangi somut koşullarda ortaya çıktığına tanıklık ediyoruz.
Kitabın son bölümünde, Orhan Veli’ye ilişkin belki de ilk kez duyduğumuz bilgiler var. Yazar bunları birinci ağızdan, Orhan Veli’nin kız kardeşinden veya ilk kez ortaya çıkmış bazı yazışmalardan aktarıyor. Orhan Veli’nin hastaneye kaldırılmadan önce fenalaştığı ‘’arkadaş evinin’’ kime ait olduğunu artık bu kitapla biliyoruz. Kardeşi Adnan Veli’nin anlatımı ile doğru olarak kabul edilmiş ölümüne ilişkin bazı iddiaların, burada tartışmaya açıldığını görüyoruz.
Belki de en önemlisi, Orhan Veli’nin elimizdeki bu kitabın mı, yoksa “roman gibi” yaşadığı kendi hayatının mı kahramanı olduğu sorusunun yanıtını, Haluk Oral’ın kitabın sonunda veriyor olması.
![]()
|
- ‘’Öbür Dünyadan’’ Dönen Heyula - 13 Aralık 2017
- Bir Roman Kahramanı: ORHAN VELİ - 9 Kasım 2017
- Prusya Elçiliği’nden Doğan Apartmanı’na - 6 Ağustos 2017
FACEBOOK YORUMLARI