Serkan Atak 
Warcross; çok fazla felsefi çıkarım yapmadan, gönderme aramadan kolayca okunabilecek ve okuyucuya iyi vakit geçirmesini sağlayan çok hoş bir kitap.
Efsane serisi ile tanıdığımız Çin asıllı Amerikalı yazar Marie Lu’nun yeni üçlemesinin ilk kitabı olan Warcross, bir sanal gerçeklik oyunu etrafında gerçekleşen sürükleyici olayları konu ediniyor. Kısaca, bir siper-polisiye kitabı olarak tarifleyebileceğimiz kitap, okuyucuya heyecan dolu bir macera vaat ediyor.
İşin detayına girmeden önce, Sanal Gerçeklik (Virtual Reality) nedir diye düşünüyorsanız, kısaca açıklayalım. Bugün AVM’lerde dahi deneme şansı bulabildiğiniz, takmış olduğunuz gözlük aracılığıyla, sanki izlediğiniz görüntülerin içerisindeymiş hissi sağlayan bir teknoloji harikası. Kitapta anlatıldığı anlamıyla ise, Warcross; herkesin kullanımına açılan bir sanal gerçeklik evrenidir. Yani kullanıcılar; gözlüğü taktığı anda, bu evrenin bir parçası oluyor ve yaptıkları eylemler ile puanlar kazanarak seviye atlıyorlar. Milyarlarca insan; her gün uyandıkları dünyamıza paralel olan, yeni kişilikleri ile özgürce dolaşabildikleri bu yeni evrenin parçası olmuş durumda. Bu anlamda; Warcross’un kökenlerini, hepimizin aşina olduğumuz “Matrix” serisinde bulmamız mümkün. Öyle ki; zamanla bu evrenin görünen katmanlarının altında, kendi yeraltı dünyası ortaya çıkmış, hackerların kolay yoldan para kazandığı ve siber suçların hüküm sürdüğü bir evrene dönüşmüş durumda.
Kitabımızın kahramanı; gökkuşağı renkli saçlı Emika Chen, ödeyemediği kira borçları nedeniyle, Warcross evreninde çok fazla zaman harcayamayan, restoranda garson olarak çalışan bir kişidir. Aynı zamanda bir hacker olan Emika; okul yıllarında almış olduğu bir ceza yüzünden, iki yıl bilgisayara dokunmama cezası almış bir siber suçludur. Ancak bu durum; onun kaçak olarak Warcross oynamasına elbette engel teşkil etmez. Emika; içinde bulunduğu dar boğazdan çıkma yolu olarak, devletin yakalanmalarına karşılık başlarına ödül koyduğu hackerların peşine düşer. Ancak her şey, bir gün tamamen değişir.
Warcross bir sanal gerçeklik evreni olmasının yanı sıra; dünyayı kasıp kavuran bir sanal gerçeklik oyunudur. Her yıl en iyi Warcross oyuncuları, oluşturdukları takımlar ile birbirlerine karşı yarışarak dünyanın en iyisi olduklarını kanıtlamaya çalışırlar. Açılış oyunlarının olduğu gün ise çok garip bir şey olur. Açılış oyunları Emika tarafından ansızın hacklenir. Koca bir organizasyonu mahvettiğini düşünen ve polis tarafından yakalanacağını sanan Emika; Warcross’un yaratıcısı tarafından aranarak bir iş teklifi alır. Warcross’un yaratıcısı Hideo Tanaka; Emika’nın bu sene oyunlara katılarak, Warcross’u yok etmek isteyenlere karşı casusluk yapmasını talep eder. Emika; bir çaylak olarak kendini kanıtlamaya çalışırken, peşine düşen karanlık kişilerle mücadele etmek zorunda kalır.
Bundan sonrasını kitabı okuyacaklar için daha fazla eşelemeyelim. Ancak açıkça şunu ifade etmek gerekir ki; bilgisayar oyunlarını sevenlerin bir solukta okuyacağı bir kitapla karşı karşıyayız. Warcross’un; bir üçlemenin ilk kitabı olduğunu düşündüğümüzde, bittiği nokta insanda derin bir merak uyandırıyor. Kitapta oyuncuların kazandıkları seviye ve aralarındaki mesajlaşmalar farklı bir biçimle okuyucuya aktarılıyor. Bu durum kitabın içerisine daha fazla girmemize olanak sağlıyor. Warcross; çok fazla felsefi çıkarım yapmadan, gönderme aramadan kolayca okunabilecek ve okuyucuya iyi vakit geçirmesini sağlayan çok hoş bir kitap.
|
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Aktif olarak avukatlık yapmakta ve siyasetle uğraşmaktadır.
Çizgi Roman, Bilim-Kurgu ve Fantazi Edebiyatı okurudur.
Çeşitli spor dallarını uzun yıllardır takip etmektedir.
- Gelecekte Geçen Bir Polisiye: Değiştirilmiş Karbon - 24 Mart 2018
- Asimov’dan epik bir gelecek kurgusu: Vakıf - 1 Aralık 2017
- Tanrıya bir meydan okuma: Tanrı Olmak Zor İş - 9 Ekim 2017
FACEBOOK YORUMLARI
One Comment
Üçleme olacağı kesin mi? Ben 2.kitabının son olabileceğini duymuştum da.