Dünyayı yaşanılır bir hale getirmek isteyenlerin romanı

Kitapseverler tarafından ilgi gören romanı hakkında Jale Sancak’a sorularımızı yönelttik. Şimdi sizi keyifli söyleşimizle baş başa bırakıyoruz.

Vahide kırklı yaşlarının sonlarında, terzilik yaparak hayatını kazanan bir kadındır. Geçmişte büyük sorunlar yaşadığı yatalak babası ve taptığı yeğeniyle birlikte yaşamaktadır. Aşk hayatını çoktan askıya almış olan Vahide’nin dünyası, sokak çalgıcısı Adrian’la yolları kesişince değişir. Bosna savaşı sırasında bombalanan pazaryerinde tek bacağını kaybetmiş olan Adrian’ın en büyük hayali protez bir bacaktır ve bunun için para biriktirmeye çalışmaktadır.

Ancak şehirde bir şeyler çok ters gitmektedir. Yeşil alanların yok edilerek yerlerine alışveriş merkezleri yapılması, kentsel dönüşüm adı altında tarihi ve doğal dokunun tahrip edilmesi tansiyonu yükseltmiş, gençleri sokaklara dökmüştür. Betonlaşan şehirde aşırı sıcaklar ile fırtınalar iç içe geçmiştir. Üstüne bir de sokak çalgıcılarına yasak gelince iyice ruhsuzlaşan şehirde Adrian’ın yapacağı bir şey kalmamıştır. Uyanan Güzel bütün olumsuzluklara rağmen sevgiye inananların, dünyayı yaşanılır bir yer haline getirmek için çabalayanların ete kemiğe büründüğü sımsıcak, umut dolu bir roman.

JALE SANCAK
FOTOĞRAF: VEDAT ARIK 22.11.2017

Jale Sancak’ın kaleme aldığı “Uyanan Güzel” hakkında yazılan bu kısa tanıtım yazısı aslında herşeyi güzelce özetliyor. Sancak’ın bu umut dolu romanı 2017’nin Kasım ayında yayımlandı. Kitapseverler tarafından ilgi gören romanı hakkında Jale Sancak’a sorularımızı yönelttik. Şimdi sizi keyifli söyleşimizle baş başa bırakıyoruz.

  • Tüm umutlarını kaybetmiş birinin yeniden hayata tutunması; kendini keşfetmesi, direnmeyi öğrenmesi ve yeniden sevmesi tüm insanlara umut taşıyabilir mi? Şu yaşadığımız hayatta sizce böyle örneklere ne kadar ihtiyaç var?

Elbette taşır umudu ve boğazımızı demir bir kıskaç gibi sıkan hayat nedeniyle her zaman romanın kahramanı Vahide gibi rol modellere ihtiyacımız var kuşkusuz. Gerçek hayatın içinde direnenlere baktıkça da dayanma gücümüz, umudumuz çoğalıyor.

  • Size göre şu karanlık dünyayı aydınlatacak, aydınlık bir elbiseyi dikebilecek “terzi” var mı?

Bir bilici değilim ama düzenin iyileştirilmesi konusunda ancak mümkün olandan söz edebilirim: Tek bir terzi ile olmaz malum. Birçok terzi gerek. Terzilerin bu çok çok uzun kumaşın biçilmesi için örgütlenmesi, sonra da çözülmemesi gerek. Çünkü biliyorsunuz aydınlık elbiseler dikebilecek terzilerin karşısına büyük, ezici güçler dikiliyor.

  • Özellikle 12 Eylül darbesinin büyük oranda toplumun umutlarına karabasan gibi çöktüğünü düşünenlerdenim. Yaklaşık 40 yıla yakındır bu darbenin türlü yansımalarını ve tahribatlarını yaşıyoruz. “Birilerinin” yaptığı deney hala devam ediyor. Sizce bunca yıllık geri gidiş umutlarımızı yıkmaya yeter mi? İnsanlıktan umudunuz var mı?

Sadece 12 Eylül değil, bütün darbe dönemleri, faşizmin şaha kalktığı bütün dönemler umutları bıçak gibi kesti, baskı ve şiddet buldozer gibi ezip geçti kitleleri. Bugün de ezip geçiyor, üstelik tüm dünyada, sistem deneylerini sürdürecek besbelli. Buna rağmen hâlâ mücadeleden vazgeçmeyenler, muhalifler, bedeli ne olursa olsun direnenler var. Umut onlarda, orada. Bir de romandaki gibi uyanan ve yola öyle devam edenler umudumuzu diri tutuyor, tutmalı.

  • Hayatta affedilmeyecek şeyler var mıdır? İyi insanlar hep affetmeli mi? “Uyanan Güzel”in kahramanı Vahide’ye dair bir şeyler söylememiz gerekirse; bu bir affediş mi yoksa intikam hikayesi mi?

Elbette affedilmeyecek meseleler vardır, hatta affedilmemesi çok daha iyi olan bireysel ve toplumsal meseleler. Affetmemek yaranın iyileşmediğini gösterir, yara ise -kesinlikle kinden ve öç almaktan söz etmiyorum ve öç almayı savunmuyorum- hak aramayı, hesap sormayı, hukuk ve adaleti talep etmeyi getirir. Karşı taraf yaranın kapanması için gerekeni yapıyorsa ne âlâ, tabii ki o zaman affetmenin zamanıdır. Uyanan Güzel ise ne affediş ne intikam hikâyesi, affetmeden ve intikam almadan bireyin, bir kadının kendini gerçekleştirmesi ve sağalması diyelim.

  • Vahide politik bir insan olmasına rağmen Deniz’in politik davranışlarından da endişe ediyor. Hiç yabancı olmadığımız bir tutum. Bu da aslında bir tür baskı biçimi. Sizce bunun kaynağı nedir? Aile olmak çocuğunu baskılamayı meşrulaştırır mı?

Romanın özelinde söylersek, Vahide, yeğeninin üzerinde baskı kurmayı amaçlamıyor. 12 Eylül’ü yaşadığı ve mağduru olduğu için, çok sevdiği Deniz’in başına gelebileceklerden korkuyor, onu içten içe onu haklı bulsa da engellemeye, bir başka deyişle korumaya çalışıyor. Bu tam da anladığımız manada klasik bir ebeveyn baskısı değil. Öte yandan ne adına olursa olsun baskı iyi, yarayışlı ve doğru bir şey değil. Ailenin de çocuk üzerinde baskı kurmak gibi bir hakkı yok. Baskı yerine ellerinden tutup çocuklara dünyayı anlatmak, oluşları göstermek, deneyimleri paylaşmak, her durumda yanlarında olmak çok daha güzel.

  • Peki ya Vahide bir kadın olarak umudunu yeniden kazanmaya çalışan kadınlara örnek olabilecek bir karakter mi? Sizce kadın hareketlerinin bir simgeye ihtiyacı var mı?

Vahide, okur açısından bir rol model olur mu bunu bilmem zor, ayrıca onunla ilgili böyle bir yorum yapmam doğru da olmaz. Bunu okura bırakmalı. Ne var ki Vahide “yapabilirsin” diyen bir karakter. “Gerekiyorsa değiş, diren, mücadeleyi bırakma, durma, yola devam” diyor. Simge meselesine gelince, şunu söyleyebilirim: Rol modeller önemlidir.

  • Kısa bir süre önce yazar dostumuz Murat Saat’i kaybettik. Hapishanelerde çok fazla yazan, üreten insan var. Onlar yazdıkları ve ortaya koydukları ürünleri toplumla buluşturmakta güçlük çekiyorlar. Hatta sürgünde yaşayan yazarlar için de bunu söyleyebiliriz. Sizce “özgür” olan yazarlar toplumla buluşma noktasında ne aşamada?

Özgür olanlar, dışarıdakiler de, içeridekiler kadar olmasa da, üstelik sosyal medyanın açtığı alana rağmen, okurla buluşma konusunda kanımca hayli zorluk çekiyorlar. Türkiye’de kitap okunma sayısı, okur sayısı belli ve hatta okunan kitapların türü de belli. Kapitalist sistem okur yetişmesini engelliyor, var olan okurla edebiyatın arasını da ha bire açmaya çalışıyor. Açıyor da.

  • “Uyanan Güzel” yepyeni bir roman olarak hep kitap etiketiyle yayımlandı. Henüz erken bir soru olabilir ama; Jale Sancak yeni projelerle bizi buluşturacak mı?

Şu anda Kara Kutu Tiyatro için iki oyun yazıyorum. Sonra yazılmayı bekleyen öykülere gelecek sıra. Yazıyla yolculuğumuz devam edecek desem daha doğru olur.

  • Uyanan Güzel
  • Yazar: Jale Sancak
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Kasım 2017
  • Sayfa Sayısı: 184 Sayfa
  • Yayınevi: Hep Kitap

Gün Çağ Aydın
Takip için
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Winterson’ın Türkçede ilk kez yayımlanan Sanat Başkaldırır kitabından çarpıcı 10 alıntı.

Read Next

cemal’in dipsiz kuyusu…

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram