Fikri Rüyakaçıran ve Rüyalarımızın Peşinden Koşmak

Bu hafta Çocuğa Bak yazarları sınıflarında çok sevdikleri bir yazarla buluştular. Fikri Rüyakaçıran’ın yazarı Su Özdoğu’yla. Çok keyifli bir sohbet oldu. Çok eğlendik.

Bu hafta Çocuğa Bak bölümümüzde hem Perge Dündar’ın Fikri Rüyakaçıran ve Rüya Meyveleri kitabı üzerine bir değerlendirmesini hem de çocuk yazarlarımızın değerlendirmelerini okuyacaksınız.

Röportaj dökümünde Çocuğa Bak yazarlarımızın isimlerini kullanmadık ama siz onların çoğunu zaten tanıyorsunuz.

Fikri Rüyakaçıran yalnızca çocuklar için değil yetişkinler için de okunması gereken kitaplardan. Hatta bana kalırsa daha çok yetişkinler için. Rüyalarımızın peşinden koşmayı yeniden hatırlatsın diye. Sevgiyle.

Çocuğa Bak: Kitabın ismini nereden buldunuz?

Su Özdoğu: Uydurdum. Kitabın ismi yoktu önce, kitap da yoktu. On cümleden oluşan böyle, on cümleyi abarttım da beş-on sayfalık bir hikâyeydi bu. Rüya göremeyen Fikri’yi ve onun Rüya Ülkesine gidişini ve rüyalarını alıp dönüşünü anlatıyordu. On sayfa falan. Ve ben o zaman bu kısa metnin böyle olacağını bilmiyordum. Aradan yıllar geçti ve ben kitabımı basmak için yayınevi ararken hiç kimse basmadı o kitabı ve çok uğraşmak zorunda kaldım. Basılmayınca tekrar yazdım, tekrar yazdım, tekrar yazdım. Sonra o on sayfalık metin üç tane kitap oldu. Ama yanlışlıkla oldu yani. Sonra da çocuk rüya göremiyor falan, kelimelerle oynamak çok eğlenceliydi. Kelimeleri yan yana koyarken kahramanın adı çıktı ortaya. Fikri Rüyakaçıran.

Çocuğa Bak: Fikri kaç yaşında?

Su Özdoğu: İlk kitapta 7-8 yaşında, ikincide 8-9 yaşında, üçüncüde bir yaş daha büyüyor. Ben özel olarak yaş belirtmek istemedim. Sizin karar vermenizi istedim. Sizce kaç yaşında?

Çocuğa Bak: Bence 9-10 gibi. Çünkü her yere kendisi gidiyor. O kadar uzak yerlere bile gittiğine göre. Ben öyle hayal ettim.

19Mayis2016_röp3

Su Özdoğu: Çok mantıklı gerçekten.

Çocuğa Bak: Yeni bir kitap var mı merak ettim.

Su Özdoğu: Şimdi yakında bir tane daha Fikri gelecek. Aslı Saktanber yaptı çizimleri.

Çocuğa Bak: Kitabın çizimleri çok güzel. Aslı Abla neden gelmedi?

Su Özdoğu: Şimdi o da çok gelmek istiyordu ama çalışıyor. Ama size söz veriyorum onu da getireceğim bir gün. Aslı’yla geleceğim ve güzel çalışmalar yapacağız birlikte.

Çocuğa Bak: Başka kitap var mı peki?

Su Özdoğu: Başka bir Fikri kitabı geliyor. Sonra da başka bir fikrim var, başka bir çocuk kitabı hazırlıyorum. Ondan sonra belki büyükler için bir şeyler yaparım diye düşünüyorum. Fakat büyüklere yazmak çocuklara yazmak kadar kolay değil. Çocuklara yazarken insan istediği kadar saçmalayabiliyor, hayal gücünü kullanıyor. Çocuk kitabı yazarken kimse bana bunu uydurmuşsun, böyle bir şey yok diyemez. Uydurdum ne var? Ve siz çocuklar bunu anlarsınız diye düşünüyorum.

Çocuğa Bak: Peki Aslı Abla’yla arkadaş mısınız, nereden tanışıyorsunuz?

Su Özdoğu: Aslı benim ortaokul arkadaşım, aynı sınıftaydık, aynı servisteydik, aynı mahalledeydik, aynı lisedeydik.

Çocuğa Bak: Öğretmenimizi tanıyor musunuz?

Su Özdoğu: Öğretmeniniz Fikri’yle ilgili bir yazı yazmıştı, ben onu birkaç ay sonra okudum. Ve hayatımın zor bir dönemindeydim, çok iyi geldi bana o yazı. Sonra sosyal medyada takip etmeye başladım. Sonra oradan Perge’yi gördüm onu da takibe aldım. Bugün ilk kez yan yana geliyoruz ama.

Çocuğa Bak: Peki siz bizi tanıyor muydunuz Kitapeki’deki yazılarımızdan?

Su Özdoğu: Tabii tanıyordum sizi takip ediyorum yazılarınızı. Sude’nin sorusu yok mu? Sude beni sevmiyor galiba.

(Sude söyleşinin başında biraz ağlıyordu ve mutsuzdu.)

Çocuğa Bak: Seviyordur da utanıyordur belki.

( Sude ile ilgili konuşmalar ve gülüşmeler. Sude de gülüyor artık.)

Çocuğa Bak: Ben şunu anlamadım kitapta Medyum yalan mı söylüyor Fikri’ye?

Su Özdoğu: Evet Medyum yalan söyledi. Çaldı Pul Defterini.

Çocuğa Bak: O da uydurma mıydı?

Su Özdoğu: Evet O da Kiki de uydurma karakterler. Şöyle bir fikrim var; sonraki kitap için karakterlerin isimlerini siz bulacaksınız. Kitabın sonunda yeterince iyi isimler bulursanız sizin adlarınızı da paylaşacağım. İsim yarışması yapalım. Sizler isimler bulacaksınız ben onlardan 5-10 karakterin ismini seçeceğim. Ama bir şartım var. Benim karşıma herkesin bildiği isimlerle gelmeyin. İsimlerin hepsi uydurma olacak. Herkes birkaç tane isim bulur. Onların arasından seçeriz. Ama uydurma isimler olacak ne dersiniz?

(Çocuklar çok heyecanlı hemen birkaç isim söylemeye çalıştılar. Bunu daha sonra halletmeye karar verdiler.)

Çocuğa Bak: Bir şey soracağım, bu kitabı yazmak nasıl aklınıza geldi. Yani karakterden bahsetmiyorum. Rüya görmeyen bir çocuğu yazmak nereden aklınıza geldi. Anlatabildim mi?

Su Özdoğu: Evet, evet anladım. Ben fark ettim ki bazı yıllar içinde rüya görmeyi bırakmışım. Rüya görmüyor hep kâbus görüyormuşum. O yüzden rüya ve rüyanın mutlu dünyası kafamın içinde tamamen yok olmuş, bunu fark ettim. Bir insan sürekli kâbus görürse onu hatırlar ama rüyalarını hatırlamaz. Sonra bu konuda düşünmeye başladım. Acaba bir çocuk ya da ben rüya göremiyorsak bunun nedeni ne olabilir diye düşünmeye başlayınca öykü ortaya çıktı.

Çocuğa Bak: Yani kendinizden mi yola çıktınız?

Su Özdoğu: Böyle şeylerde şu yapılmaz. Ben şimdi bir hikâye yazacağım ve buna da kendimden bir şeyler katacağım. Yani tam diyemiyorsun çünkü bazı şeyler tam yazarken ortaya çıkıyor. İtirafta bulunuyorum mesela; üçüncü kitabın sonunu yazarken buldum. Üçüncü kitabı yazarken biraz o kendisi belirledi gidişi de sonunu da.

Çocuğa Bak: Çocukluğunuzda hangi oyunları oynardınız?

Su Özdoğu: Biz çocukluğumuzda gerçekten oyun oynuyorduk. Bilgisayar, tablet falan yoktu. Benim çocukluğumda yazlarım akşamüstünün gelmesini beklemekle geçti. Balkondan bakardım, güneş şöyle bir yere gelirdi. Sonra patenlerimi hazır ederdim, hazır olmalıydı çünkü. Sonra koşarak aşağı inerdim paten kaymayı çok severdim.

Çocuğa Bak: Yarış mı yapıyordunuz?

Hayır, mahallede kızlarla paten çetesi kurmuştuk, onlarla sokakta geziyorduk. O çete başka bir çeteye dönüştü. Sonra büyüdüm ve o çete de dağıldı. Ama itiraf ediyorum üniversite 1-2-3.sınıfta Ankara’da yaşarken, sabah 6’da kalkıp, kimse görmesin diye patenlerimi giyip Tunalı’da patenlerimle geziyordum. Onu da pek bırakamadım yani. Onun dışında biz ne oynuyorduk, topla hani…

19Mayis2016_röp2

Çocuğa Bak: Yakar tooop. Biz çok seviyoruz. Keşke birlikte de oynasak… Oynayalım mı? Lütfen bugün bizimle oynar mısınız?

Su Özdoğu: Bugün çok zor… Neden söyleyebilir miyim? Çünkü sizden sonra bir randevum var.

Çocuğa Bak: Biliyor musunuz bizim okulda Oyun Şenliği olacak.

Su Özdoğu: Ne zaman?

Çocuğa Bak: 11-12-13 Mayıs’ta.

Çocuğa Bak: Kitap okumayı seviyor musunuz?

(Diğerlerinden böyle bir soru olur mu diyerek soruyu sorana hafif sert itirazlar)

Su Özdoğu:: Böyle bir soru var tabii. Evet, kitap okumayı çok seviyorum. Ama kitap okumaya başlamamı anlatayım size. Biz İstanbul’da oturuyorduk. Sonra ilkokul bitti Ankara’ya taşındık. Ankara hayatımda gördüğüm en sıkıcı yer olduğu için (gülüşmeler) ne yapsam, ne yapsam diye düşünürken bari kitap okuyayım diye düşündüm. Kitap okumak beni kurtardı sıkıntıdan, çok eğlendim.

Çocuğa Bak: Bu kitabı yazarken bizim nasıl bir ders almamızı isterdiniz?

Su Özdoğu: Oooo, peki ya sen onu bırak sen nasıl bir ders aldın kitaptan? Senin buradan bir ders almış olman lazım.

Çocuğa Bak:  Iııııı…

Su Özdoğu: Bak bak o kadar akıllı ki bana söyletmeye çalışıyor. ( gülüşmeler)

Çocuğa Bak: Nerede doğdunuz?

Su Özdoğu: Mersin’de doğdum, Silifke’de.

Çocuğa Bak: Neden ana karakter Fikri. Yani neden Kiki değil de Fikri.

Su Özdoğu: Tam bilemedim şimdi. Fikri’yle Kiki’yi yazıp iki tane karakter, bunlardan hangisi ana karakter olsun demedim. Fikri’nin hikâyesiydi Fikri ana karakter oldu. Zaten Kiki de ana karakterlerden biri oluyor. İkinci ve üçüncü kitapta da ikisi birlikte çalışıyorlar. Üçüncü kitapta Fikri’nin hikâyesi bitiyor.

Çocuğa Bak: Belki Kiki’yle ilgili bir kitap yazarsınız.

Su Özdoğu: Pardon da Fikri’yi mi Kiki’yi mi daha çok sevdiniz?

Çocuğa Bak: Kiki, Kiki, Fikri, Kiki…

(Çoğunluk Kiki diye bağırıyor)

Su Özdoğu: O zaman ben kitabın adını değiştiriyorum arkadaşlar, Kiki Rüyakaçıran yapıyorum. ( Gülüşmeler)

Diğer kitaptaki karakterlerin isimlerini sizler bulacaksınız.

Çocuğa Bak: Yazdığınız kitaplardan en keyif aldığınız hangisi?

Su Özdoğu: Sanırım üçüncüsü, üçüncüsünde çok eğlenceli karakterler var. Evet, üçüncüsünü daha çok sevdim.

Çocuğa Bak: Kaç tane kitap yazdınız?

Su Özdoğu: Üç tane. (Beğenmez ünlemler geliyor çocuklardan.) Nasıl ya, iyi değil mi? Kaç tane olsaydı beğenirdiniz?

Çocuğa Bak: On tane…

Su Özdoğu: Ben 32 yaşında anladım bir şeyler yazabileceğimi, 4-5 sene oldu. Beğenin biraz ya, 4 tane olacak bu yaz.

Çocuğa Bak: Okuduğunuz kitaplardan en beğendiğiniz hangisiydi?

Su Özdoğu: En zor soruyu sordun. Roald Dahl, Dev Şeftali. Ben bu yazarı çok seviyorum. Mutlaka çok etkilemiştir beni. Çünkü o kadar saf, doğal ve laf kalabalığı yapmadan anlatıyor ki.

Çocuğa Bak: Ne zaman doğdunuz?

Su Özdoğu: 30 Ağustos 1978. Zafer Bayramı’nda doğdum. Peki, bir şey soracağım, korkarak soruyorum; siz kaç yılında doğdunuz?

Çocuğa Bak: 2006, 2005…

Su Özdoğu: İnanılmaz gerçekten…

Çocuğa Bak: Ben dün sizi internette gördüm, bir arkadaşınızla. Annem de dedi ki tıpkı Perge Öğretmene benziyormuş dedi.

Su Özdoğu: Yalnız bir şey itiraf ediyorum, biz Perge’yle kardeşiz.

Çocuğa Bak: Şaka ya şaka…(gülüşmeler) Ama çok benziyorlar. (bu arada gerçekten benziyorlar)

Su Özdoğu: Bu arada çok klişe bir şey soruyorum. Büyüyünce ne oluyoruz?

Çocuğa Bak: Öğretmen, uzay mühendisi, bilim insanı, modelist ya da avukat, doktor…

Su Özdoğu: Ooo çok güzelmiş. Fakat kimse yazar olmak istemiyor mu?

Çocuğa Bak: Öğretmenim biz zaten hepimiz yazarız zaten.

Su Özdoğu: İşte bu cevabı bekliyordum ben.

Çocuğa Bak: Kitaplarımızı imzalayacak mısınız?

Su Özdoğu: Aaa evet kitaplarınızı da imzalayacağız.


Fikri Rüyakaçıran ve Rüya Meyveleri

“Öğretmenim, biz rüya göremediğimizde rüyalar nereye gidiyor sizce?”

Ben Fikri ile geçen sene tanıştım. Can dostum Güzella Bayındır ile İlerihaber sitesine çocuk kitapları tanıtım yazıları yazıyorduk, Kırmızı Kedi Yayınevinden Fikri Rüyakaçıran kitabı geldi. Kapağı ile hemen büyülemişti bizi. Hemen kapağın arkasındaki sayfada yazar Su Özdoğu’nun kendi hakkında yazdığı bir yazı vardı. Bu yazı üzerine “bir insan kendisini ancak bu kadar güzel anlatabilir” diye konuşmuştuk Güzella ile. Okuduktan sonra kitabı, Fikri’yi ve Su Özdoğu’yu çok sevdik, Güzella yazısını yazdı, hatta okuldaki çocuklar için düzenlediğimiz kitap okuma yarışmasında 4.sınıflar için seçtik ve okuttuk.

Geçen senenin sonlarında ise 2.kitap elime geçti. Çok sevindim devamının olmasına. Su ile tanışmayı düşünmemiştim bile ama geçen hafta o da gerçekleşti. Fikri ve Su’yu daha da çok sevdim, sevdik…

Yazarı tarafından üçüncüsünün de yakında basılacağı teyit edilen ve Fikri Rüyakaçıran serisi çok güzel bir seri. İkinci kitap olan Fikri Rüyakaçıran Ve Rüya Meyveleri birinci kitap gibi daha kapağı ile insanı kendine çekiyor. Hayatında hiç rüya görememekten muzdarip Fikri bu ikinci kitapta arkadaşı Kiki ile başka bir macera yaşıyor.

Geçen hafta okulumuzun 4/C sınıfında Su Özdoğu’yu misafir ederken öğrenciler çoğunlukla Kiki’yi daha çok sevdiklerini anlatmışlardı. Ben ise Fikri’yi kendime daha yakın buldum. Evet Kiki daha spontane, daha enerjik ve belki de eğlenceli gibi görünüyor ama evdeki eşyaların yerlerini değiştirmek, Çöpe Atılmış Pullar Kolleksiyonu, hazırladığı Rüyaların Acayip Kahvaltısı, daha bir çok orijinalliği ve ritüelleriyle Fikri benim için favori.

Su Özdoğu’nun kelimeleri ve cümleleri farklı şekillerde kullanışı, çizer Aslı Saktanber’in naif ve sade ama insanın hayal dünyasını harekete geçiren çizimleriyle Fikri Rüyakaçıran serisi çocuklarınız ve de sizin için harika kitaplar. Tekrar tekrar okunası bu kitapların üçüncüsünün de yolda olduğunu öğrenmek ayrı bir güzellik oldu bizim için. Kendinizi ve çocuğunuzu böyle kitaplardan mahrum bırakmamanız dileğiyle keyifli okumalar dilerim.

Perge Dündar


Fikri Rüyakaçıran ve Rüya Meyveleri | Zeynep Defne Yazıcı

meyveler_defne

Kitap çok güzeldi. Daha önce sizlere serinin ilk kitabını tanıtmıştım. Size çok güzel bir bilgi vereceğim kitabın üçüncüsü de çıkacak, kitabı çok beğenen biri olarak bu beni çok mutlu etti.

Şimdi kitap hakkında biraz bilgi vereyim. Fikri artık rüya görebiliyor. Cumartesi günü Kiki ile birlikte gezmeye çıkarlar. Haberlerde rüya görememe salgını olduğunu görürler. Sonra Kiki ile Fikri birden bire kendilerini tuhaf bir yerde bulurlar. Orada başlarına çok tuhaf olaylar gelecek.

Neler mi gelecek? Öğrenmek için kitabı okuyun ben kitabı çok beğendim ve herkese öneriyorum.


Fikri Rüyakaçıran ve Rüya Meyveleri | Merve Nur Kandemir

meyveler_merve

Merhabalar arkadaşlar,

‘’Fikri Rüyakaçıran ve Rüya Meyveleri’’ kitabını tanıtmaya başlamadan önce şunu söyleyeyim. Arkadaşlar bu kitap 94 sayfa, ben bu kitabı 1 günde bitirdim ve bu kitabın bir sayfasını okursanız gerisini çok merak edeceksiniz.

Hemen tanıtımıma geçeyim. Fikri Rüyakaçıran eskiden hiç ama hiç rüya görmüyormuş. Ama arkadaşlar geçen yıl bir macera sonucunda rüyalarına kavuşmuştu. Ben burasını çok sevdim çünkü Fikri Rüyakaçıran rüyalarına kavuşmuştu. Fikri’nin ilk rüyasının üzerinden bir yıl geçmiştir ve bu bir yıl içerisinde birçok rüya görmüştür. Bir gün Fikri ve en yakın arkadaşı Kiki okuldan eve dönerken çok kötü bir haber aldılar. Bütün dünyada korkunç bir salgın hastalık başlamış. Hatta okul arkadaşları ve babası rüya görmemeye başlamış. Hastalığı en iyi bilen Fikri de eskiden rüya göremiyordu. Fikri bu hastalığın ilacını biliyormuş ve herkes bu hastalıktan kurtulmuşlar. Arkadaşlar ben bu kadar anlatayım, siz de bu kitabı alıp okuyun. İyi okumalar.

  • Fikri Rüyakaçıran ve Rüya Meyveleri
  • Yazar: Su Özdoğu
  • Resimleyen: Aslı Saktanber
  • Yayınevi: Kırmızı Kedi Çocuk
  • Sayfa Sayısı: 94 Sayfa

Fikri Rüyakaçıran | Sarp Gezgin

ruyakaciran_sarp

Fikri adında bir çocuk var. Annesi çok seyahat edermiş, Fikri’ye pul koleksiyonu defteri hediye etmiş, birkaç sene önce hayatını kaybetmiş. Babası Fikri ile pek ilgilenmiyormuş. Fikri hiç rüya göremeyen bir çocukmuş, yalnızmış ve hayal kurmayı çok severmiş. Bir gün bir kızla tanışmış, onun adı Kikiymiş. Kiki ona rüyasını anlatmış.

Fikri neden rüya göremediğini bilemiyormuş ama rüya görmeyi çok istiyormuş. Belki yattığı yeri değiştirse görebilir diye düşünmüş, çadırda yatmış ama işe yaramamış. Belki soyadı yüzündendir diye Rüyakaçıran soyadını değiştirmek istemiş, İsim Değiştirme Bakanlığı’na gitmiş, yaşı on sekizden küçük olduğu için ismini değiştirmesine izin vermemişler. Sonra bir gün “Rüya Hayaletleri Medyumu” yazan bir dükkân görmüş, oraya girip yardım istemiş. Rüya Hayaletleri Medyumu onu ilk başta kandırıp sonra pul defterini çalmış.

Sizce Fikri çok sevdiği pul defterini geri alabilecek mi ve acaba sonunda rüya görebilecek mi?

Rüya görmekle ile ilgili bir kitap okumak isterseniz bu kitabı okumanızı öneririm.


Fikri Rüyakaçıran | Zeynep Defne Yazıcı

ruyakaciran_defne

Bu kitap çok güzeldi.

Ben ve arkadaşlarımın bu kadar şanslı olduğumuzu bilmiyordum. Neden mi? Çünkü bu kitabın yazarı, yani Su Özdoğu bizim sınıfımıza gelecek. Bu herkesin elde edebileceği bir şans değildir. (e.n: Defne yazıyı Su Özdoğu ziyaretinden önce yazdı.)

Kitaba geçelim. Kitapta Fikri adlı bir çocuk hiç rüya göremiyor. Fikri’nin annesi ağır bir hastalık nedeniyle ölmüştür. Fikri’nin annesi dünyayı gezermiş ve her gezdiği yerden Fikri’ye pul getirirmiş. Fikri bunları biriktirip, çöpe atılmış pulları da toplayıp pul koleksiyonu yapmış.

İlerleyen zamanlarda Kiki adlı bir kızla arkadaş olur. Fikri hiç rüya göremiyor, rüya görmek için çeşitli şeyler yapar. Bunun için bir gün korkutucu bir dükkâna girer. Oradaki kadın çaktırmadan Fikri’nin koleksiyonunu çalar. Fikri’nin bunu fark etmesi biraz uzun sürer. Devamında ne mi oldu? Fikri koleksiyonunu geri alabilecek mi? Bunun için kitabı okumanızı tavsiye ederim. Siz de çok beğeneceksiniz.


Fikri Rüyakaçıran | Merve Nur KANDEMİR

ruyakaciran_merve

Merhabalar arkadaşlar, ben size ‘’Fikri Rüyakaçıran’’ kitabını tanıtacağım. Ben hemen tanıtıma geçeyim. Arkadaşlar dünyada hiç ama hiç bilinmeyen renksiz binaların doldurduğu, ağaçların olmadığı, fabrika bacalarından gri renkli dumanlar çıkaran ülkede bir çocuk varmış. Bu çocuğun adı da Fikri Rüyakaçıran’mış. Fikri Rüyakaçıran büyük bir evde oturuyormuş. Arkadaşlar çöpe atılan pul koleksiyonuna bakıp hayaller kurmaya çalışan Fikri hayal kuramıyormuş. Neden derseniz çünkü Fikri rüya görememe hastalığı varmış. Arkadaşlar ben sizlere bu kadar anlatayım, siz de bu kitabı alıp okuyun. İyi okumalar 🙂

  • Fikri Rüyakaçıran
  • Yazar: Su Özdoğu
  • Çizer: Aslı Saktanber
  • Yayınevi: Kırmızı Kedi Çocuk
  • Sayfa sayısı: 63
Derleyen: Güzella Bayındır
Takip için
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Tek Yola Sığmayan Devrim

Read Next

Ömer Türkeş’ten polisiye önerileri 1: Oteldeki Ölü

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *