
Heyecan, gerilim ve korkuyu harmanlamış olan Gece Avı tatil için uygun bir kitap. Robert Bryndza’nın eserini nerede olursanız olun elinizden bırakamayacaksınız…
Gelmesi biraz zaman almış olsa da yaz mevsimi artık kapıda diyebiliriz. Malum, yaz demek tatil demek. Benim için tatilin en basit ama buna rağmen en güzel aktivitesi akşamüstü serin bir içecek –ki çoğunlukla favorim kehribar sarısı rengiyle biradır- ile birlikte kitap okumaktır. Okuduğum kitap polisiye ise o zaman daha da katlanır zevkim. Benimle aynı zevkleri paylaşan insanlar vardır diye düşünerek yazıyorum bu yazımı. Zira Yabancı Yayınları’ndan çıkmış olan Gece Avı, tam da bu amaca uygun düşen bir kitap.
Ve Estelle yıllardır yapmadığı bir şeyi yaptı.
Çığlık attı.
Robert Bryndza, Buzdaki Kız isimli kitabı ile yeni bir dedektif sunmuş biz okuyuculara. Çok satan sıfatını kazanmış olan bu kitabın karakteri Gece Avı isimli kitapla yeniden ortaya çıkmış.
Londra Polis Teşkilatı’nda başmüfettiş olan Erika Foster, aslen Slovakyalı olup yirmi beş yıldan uzun zamandır Birleşik Krallık ’ta yaşamaktadır. Yapış yapış nemli ve bunaltıcı bir yaz yaşanırken Erika yeni bir davaya atanır. Kollarından yatak başlığına bağlanmış olan kurbanın kafasında şeffaf bir poşet geçirilmiştir. Kötü sonlanan bir seks oyunu olabileceği düşünülse de araştırmalar başlar.
“Yani demek istediğim, kötü insanlar her yerdeler. Dünya iyilerle dolu ama aynı oranda kötüler de var. İnsanlar dehşet salıp fesatlık yapıyorlar. Sen kendi yapabileceklerine, nasıl bir etki bırakabileceğine odaklanmak zorundasın. Bir de peşine düşüp yakalayacaklarına. Kulağa basit geldiğini biliyorum ama bunu fark etmek uzun zamanımı aldı ve bir parça huzur bulmamı sağladı.”
İş dışında da arkadaşı olan Adli Tıp uzmanı Isaac Strong ve en güvenilir meslektaşlarından biri olan Müfettiş Moss bu davada Erika’ya eşlik etmektedirler. Terfi alma beklentisi içinde olan Erika ve ekibi bir süre ilerleme sağlayamayınca davanın başka bir birime devredilmesi söz konusu olur. Tam da bu sırada araştırdıklarına benzer görünen başka bir cinayet haberi alınır. Birbirleri ile alakalı olmayan kurbanların ikisinin de başlarında poşetle bulunması katilin aynı kişi olabileceğini düşündürür. Araştırmalar devam ederken işlenen üçüncü cinayet işleri tamamen karıştırır. Dava elinden alınmasına rağmen vazgeçmeyen Erika katili bulup yakalayabilecek midir?
“Pencerenin önünde uzun boylu bir erkek silueti vardı. Erika çığlık atıp sendeleyerek geriledi ve sehpanın üzerine düşerek fincanları yere devirdi.
Telefonunu elinden düşürerek odayı karanlığa boğdu.”
Gece Avı sürükleyici, sonuna doğru gerilim dozu artan bir polisiye. Daha kitabın başlarında ortaya çıkıyor katil ve yarısına geldiğinizde kim olduğunu anlıyorsunuz ama onu öğrenmiş olmak işi bozmuyor çünkü sonuna kadar yakalanıp yakalanmayacağı sorusu aklınıza takılıyor. Gerek katilin gerekse Erika’nın kendi başlarına verdikleri mücadeleler heyecan dozunu arttırıyor ve kitabı elinizden bırakamadan okumanıza yol açıyor.
“Basında insanları hep cani olarak tasvir ediyorlar. Biz de o ifadeyi kullanıyoruz. Ama insanlar cani doğmuyorlar, değil mi? Küçük bir bebek asla bir cani olamaz. Herkes bu dünyaya iyi olarak gelmiyor mu? Onları kötü yapan hayatları ve içinde bulundukları şartlar değil mi?”
Kumsalda veya havuz kenarında heyecanlı, gerilimli vakit geçirmek isteyenler için Gece Avı güzel bir fırsat. Ben okumadım ama Erika’nın ilk macerası olan Buzdaki Kız kitabının ardından okumak daha da keyif verici olabilir. Yazınızın ve tatilinizin kitaplarla birlikte harika geçmesini dilerim…
![]()
|
- EĞİTİM HAKKIMIZ SÖKE SÖKE ALIRIZ - 6 Haziran 2022
- Zeka mı? O da ne? - 3 Ağustos 2018
- Taşkafa; İdil ve inatçı dedesi… - 20 Nisan 2018