Gerilimi yavaş yavaş tırmanan 4 roman

Gerilim romanlarını sever misiniz? Hele hele aksiyonu dozunda, gerilimi yavaş yavaş tırmanan ve sürpriz sonlarıyla kapağını kapattığınızda size “Hiç bitmeseydi!” dedirtecek romanları?

Ben severim! Bu yazımda sizlerle, son dönemde dikkatimi çeken dört gerilim romanını paylaşmak istedim.

1. Ölmek İçin On Üç Sebep – Jay Asher

Artemis Yayınları

İntihar etmek, çok klişe bir roman başlangıcı veya sonu olur. Peki ya intihar eden roman kahramanı, Hannah Baker gibi, ölmeden önce onu intihara sürükleyen kişi ve olayları ses kaydı olarak kasetlere kaydetmişse? Artemis Yayınları’ndan çıkan “Ölmek İçin On Üç Sebep”, akışa kapılmanızı sağlayacak ve kendinizi kayıtları dinleyen baş karakterle beraber adının ne zaman geçeceğini beklemenize sebep olacak.

2. Öldürmeye Değer Kişiler – Peter Swanson

Altın Kitaplar

Havaalanlarında beklemeyi siz de sevmeyenlerden misiniz? Peki, havaalanında tanıştığınız ve sadece en fazla iki saatlik bir uçak yolculuğu boyunca göreceğiniz bir insana en büyük sırrınızı açar mısınız? Yeterince içmişseniz, muhtemelen açarsınız. Peter Swanson’ın “Öldürmeye Değer Kişiler” romanı böyle başlıyor, sürpriz kesişmelerle ve şaşırtıcı gidişatıyla son ana dek gerilimi tırmandırmayı başarıyor.

3. Kar Tatili – Emmanuel Carrère

Doğan Kitap

Kadın yazarların erkek karakter, erkek yazarların kadın karakter yazmasıyla alakalı nice problemler vardır. Ancak, ürkek ve paranoyak bir çocuk karakter yaratmak; bu konuda zirve noktasıysa Emmanuel Carrère bu zirve noktasına bayrağını dikiyor “Kar Tatili” ile. Kar tatili sırasında bir kayak merkezine sınıf arkadaşlarıyla giden Nicholas’ın yaşadığı gerilim ve ikilemleri, kafasındaki kurmacaları okurken sayfaları çevirmek hem zûl gelecek, hem de sabırsızlıkla sonraki bölüme atlamak isteyeceksiniz.

4. Yanlış Adam – Umut Çalışan

Kent Kitap

Kitap eleştirmeni Umut Çalışan’ın ilk romanı “Yanlış Adam”, esasında fantastik-polisiye türlerini iç içe geçirerek bir ‘tür düeti’ oluşturuyor. Fakat dokusunda barındırdığı gerilim ve merak ögeleriyle bu listeye girmeyi sonuna kadar hak ediyor. Üstelik Edirne’de geçen bir hikâyesi var yani dibine kadar ‘bizden’! Roman, karakterlerin iyi oluşturulmuş ve temeli sağlam bir kurguya oturtulmuş oluşuyla türdeşlerinden rahatça sıyrılıyor. Son bölümde dahi yüksek tuttuğu gerilim unsurlarıyla kitap bittiğinde, ne zaman başlayıp ne zaman bittiği anlaşılmayacak kadar tempolu bir akış içeriyor.

Alper Kaya
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Güçlü bir kara mizah örneği; Kimdir Bu Mitat Karaman?

Read Next

Okura tuzaklar kuran bir roman: Biz Hep Şatoda Yaşadık

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram