Günden Kalanlar, Kazuo Ishiguro, Hayata Dair

2017 Nobel Edebiyat Ödülü almış bu parıltılı kitabı okuduğunuzda gerçekten hayata dair o dipsiz uçurumun biraz daha farkında oluyorsunuz.

Nobel 2017 edebiyat ödülünü almış bir roman Günden Kalanlar  ve  yazarı Kazuo Ishiguro. Bu kadar etiketi parıltılı bir kitabı okumaya başlayınca haliyle bir önyargı oluyor. Beklenti çok büyük. Çoğu kere böyle büyük beklentiler sizi üzer; hiç de o kadar mükemmel bulmazsınız veya kendinizin yeterince anlamamış olabileceğiniz endişesi ile yine üzülürsünüz. Çoğu kere böyledir bu. Bir film, bir müzik, bir roman hatta ilk karşılaştığınız bir insan bile olabilir. Ön yargılı olmak, negatif veya pozitif iyi bir şey değil. Ama bu kitabı bitirdiğinizde, Nobel ödüllü olmasının getirdiği o pozitif ön yargınızda defalarca haklı çıktığınızı ve bu beğeninin pekiştiğini, yazarına hayran olmanın ötesinde daha fazla bir şeyler hissettiğinizi düşünüyorsunuz. Bu kadar sade anlaşılır bir dille, bu kadar basit olayları, bu kadar hissedilebilir ve bu kadar düşündürücü anlatmak. Hani derler ya usta bir roman veya öyküde boşluklar vardır o boşlukları okur doldurur diye. Bu romanda aksine boşluklar yok, okur boşlukları doldurmuyor, olanı biteni bütün açıklığı ile anlıyor, düşünüyor ve hissediyor. Zannedersem bu romanı mükemmel kılan bu.  Kendinize, etrafınıza, hayata daha dikkatlice bakma.

Roman,  İkinci Dünya Savaşı öncesi İngiltere’de Lord Darlington’un malikânesinin baş uşaklığını yapmış Stevens’ın yıllar sonra geçmişi ile hesaplaşmasını anlatıyor. Stevens bir görev adamı. Mesleğini en ulvi biçimde ve tamamıyla sorgusuz sualsiz tam bir teslimiyetle yürüten, kendine verilen görevleri sonuna kadar yerine getiren bir baş uşak. Öyle ki kulağının dibinde ve gözlerinin önünde bütün dünyanın kaderini değiştirecek kararlar alınıyor, gizli kapaklı toplantılar yapılıyor. Bütün bunlara tamamıyla kör ve sağır. Sadece işverenin memnuniyetinden sorumlu hissediyor kendini. Öyle ki kendi özel hayatına da tamamıyla kör ve sağır. Duygularından arınmış bir maskesi var. Mesleğini de bir zırh gibi taşıyor. Her ne olursa olsun maskesinin veya zırhının yırtılmasına, öznel bazı şeylerin meydana çıkmasına asla izin vermeyen bir adam. Romanda bu durum vurgulanarak “vakar” diye tarif edilmiş. İyi bir uşak olmanın baş şartı vakarlı olmak. Bu kavram kitapta karşıtlıkları ile çok tartışılıyor. Çok tartışıldığından ben de araştırdım haliyle. TDK Sözlük anlamı, ağır başlı olmak, yerine göre uygun davranmak ve sükûnet sahibi olmak. Stevens o kadar ağır başlı ve ciddi bir adam ki espri yapmasını bilmiyor. Neredeyse gülümsemeden bir hayat geçirmiş. İşinin bütün gereklerini fazlasıyla yapan ve ömrü boyunca bir beyefendiye hizmet ettiğinden gurur duyan bu baş uşak, ne yazık ki hayatının sonunda bütün bu değerlerinin yıkıldığını görüyor. Hizmet ettiği Beyefendi’nin zannettiğinin aksine dünya için kötü şeyler yaptığını ve özel hayatını yaşamaksızın çiçeksiz kuru bir odada vakarlı olmak adına maskesi ve zırhı ile kocaman bir ömrü tükettiğini idrak ediyor. Kitabın sonunda şakalaşma sanatını öğrenmeye çalışan Steven şöyle diyor  “Onları (onları dediği sıradan insanlar) dinleyince birbiri ardına şakalı sözler söylediklerini duyabiliyorum. Galiba bu pek çok insanın severek seçtiği bir yol. Belki de bu şakalaşma konusunun daha ciddiye almaya başlamanın zamanı geldi artık. Her şey bir yana, düşünürseniz, ilgilenmeye değmeyecek kadar da aptalca bir şey değil; hele hele insani sıcaklığın anahtarı gerçekten bu şakalaşmalarsa.”

Ishiguro hayat o kadar da ciddiye alınacak kadar bir şey değildir diyor yani Zaten İsveç Akademisi ödül gerekçesinde Ishiguro’yu “büyük bir duygusal güce sahip romanlarında, dünya ile bir bağlantımız olduğu yanılsamasının altında yatan dipsiz uçurumu açığa çıkaran” bir yazar olarak tanımlamış.

2017 Nobel Edebiyat Ödülü almış bu parıltılı kitabı okuduğunuzda gerçekten hayata dair o dipsiz uçurumun biraz daha farkında oluyorsunuz. İsveç Akademisi bu gerekçesinde bence çok haklı.

Not:

  • Bu yazı, kitap hakkındaki öznel düşüncelerimdir.  Bu hafta sonu katılacağım kitap okuma grubunda diğer değerli okur arkadaşlarımın da düşüncelerini öğreneceğim. Eminim ilginç yorumlar olacak. Bunları da bu adreste paylaşacağım.
  • Kitap, 1993’te filme de alınmış. (The Remains Of The Day (Anthony Hopkins, Emma Thompson)  Yönetmen: James Ivory) Mutlaka seyredin derim. (tercihen kitabı okuduktan sonra) https://www.sinemalar.com/film/38942/the-remains-of-the-day

    • Günden Kalanlar
    • Yazar: Kazuo Ishiguro
    • Çeviri: Şebnem Susam – Saraeva
    • Türü: Roman
    • Baskı Yılı: 5. Baskı / Ekim 2017
    • Sayfa Sayısı: 208 Sayfa
    • Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Feride Cihan Göktan
Latest posts by Feride Cihan Göktan (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Aslında, Ercan Kesal ve Popülere Övgü

Read Next

Araştırma, tarih ve politika üzerine en yenilerden dikkat çeken 10 kitap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *