Martıya Uçmayı Öğreten Kedi‘yi politik etkinlikleri nedeni ile yirmi beş yaşında iken ülkesi Şili’den uzaklaştırılan, Greenpeace üyesi, UNESCO faaliyetlerine katılmış olan Luis Sepulveda yazmış.
Okulların açılmasının benim açımdan iyi olan yanı oğlumla beraber, Türkçe öğretmeni tarafından verilen kitap listesini heyecanla beklemek. Bu sene de öyküden romana, şiirden mektuba, masala kadar çeşitli edebi türde kitapların isimlerinin yer aldığı harika okuma listesini görünce bir an evvel kitaplara kavuşmak için sabırsızlandık.
Ekim ayı kitabı Martıya Uçmayı Öğreten Kedi. Kitabı, politik etkinlikleri nedeni ile yirmi beş yaşında iken ülkesi Şili’den uzaklaştırılan, dünyanın pek çok yerini gezen, Greenpeace üyesi, UNESCO faaliyetlerine katılmış olan Luis Sepulveda yazmış.
Denizdeki petrol nedeniyle hayatını kaybetmek üzere olan martı Kengah yumurtasını, tam da ölmek üzere iken karşılaştığı Zorba isimli bir kediye bırakır ve ondan üç konuda söz vermesini ister; bunun üzerine Zorba yumurtayı yemeyeceğine, yavruya göz kulak olacağına ve uçmayı öğreteceğine söz verir. Öykümüzün kahramanı Zorba’yı daha fazla tanımalıyız. O bir liman kedisidir, minicikken annesi onu “onda mutsuz olmasına sebep olabilecek bir özelliğinden” dolayı sepetten çıkmaması konusunda bilhassa uyarmıştır, Zorba’nın tüyleri diğerlerinden farklıdır, kapkaradır bu sebeple insanlar onu uğursuz olarak nitelemektedirler. Bu uyarılara rağmen Zorba sepetten çıkar ve bir pelikan tarafından yenilmek üzereyken son anda iyi yürekli bir çocuk sayesinde hayatı kurtulur ve bir yuvası olur. Martı Kengah’ın yumurtasını ona emanet ettiği dönemde Çocuk ailesiyle iki aylığına tatile gitmiştir, bir dostları her gün uğrayıp Zorba’ya mamasını verecektir.
Zorba’yı bu zorlu görevde kedi dostları Sekreter, Albay ve ansiklopedilerinden yardım alan Profesör yalnız bırakmayacaklardır. Zorba martı Kengah’a verdiği sözleri birer birer tutmaktadır, önce yavrunun sağ salim yumurtadan çıkmasını sağlamayı sonra da etraftaki tehlikelerden korumayı başarırlar. Uçma konusunda bir insanın yardımına ihtiyaç duyarlar. Kedi yasasına göre insanlarla iletişim kurmak yasaktır, “örneğin yunuslar insanlara akıllı olduklarını belli etmişler ve onlar da yunusları su gösterilerinde palyaçoluk etmeye mahkum etmişlerdir.” Zorba mahallelerindeki Şair’e güven duyduğu için onunla iletişime geçmeyi kedilerin oylarına sunar ve kabul edilir düşüncesi. Kedinin konuştuğunu duyan Şair inanamaz: “Hem tüm bunlar bir düşse bile ne önemi var? Bu hoşuma gidiyor ve düş görmeye devam etmek istiyorum.” der ve yardım etmeyi kabul eder.
Kitap, insanların kendilerini diğer canlılardan üstün görerek doğaya verdikleri zararları, her varlığın başkasına benzemeye çalışmadan kendisi olarak sevilmesinin mümkün olduğu gerçeğini, dostluğun, dayanışmanın, okuyup bilgili olmanın önemini ve önyargılarla savaşmak gerekliliğini anımsatıyor okuyanlara.
Geçen hafta sahilde yürürken oğlum: “Anne bak, bu Zorba, bu Albay, bu Sekreter ve şu ilerideki yavru martı da Şanslı” diyerek onları izlemeye başladı. Bence siz de bu kitabı okuyun ve kahramanlarla tanışın, kim bilir belki bir gün onlara bir yerlerde rastlarsınız.
|
- Artık Bir Kitabım Var - 5 Nisan 2018
- 1980’lerin Nijeryası’nda bir hikaye: Benimle Kal - 13 Şubat 2018
- Martıya Uçmayı Öğreten Kedi - 28 Ekim 2017
FACEBOOK YORUMLARI
One Comment
Çok iyi