Ne Yediğini Göster, Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim

Popüler Kültür Ürünlerinde Yemeğin Kültürel Gösterisi alt başlığıyla Gastro Gösteri adlı kitabı yakın zaman önce Ayrıntı Yayınları’nın Beyaz Kitaplar Dizisinden yayımlandı.

Oldukça etkileyici akademik kariyerinin yanında, geniş kapsamlı araştırmaları ve ses getiren doktora tezi ile tanınan İlkay Yanık’ın, Popüler Kültür Ürünlerinde Yemeğin Kültürel Gösterisi alt başlığıyla Gastro Gösteri adlı kitabı yakın zaman önce Ayrıntı Yayınları’nın Beyaz Kitaplar Dizisinden yayımlandı.

TİMAŞ
TİMAŞ

Kitabın okuru çağıran kapağı, aslında içeriği hakkında net bir görüş sunuyor. Bir zamanlar enfes görüntüsüne bakıp en fazla “yemeğe kıyamadığımızı” söylediğimiz tabakları, şimdi fotoğrafını çekip paylaşmadan yiyemez olduk. Eser de günümüzün bu olgusuyla keskin bir paralellikte, geçmişten günümüze yemeğin sunumu ve sunum amaçlarını aktarıyor.

İlk bölümde sosyolojik analizlerle geçmişten günümüze yemek seçimimiz ve sunuş tercihlerimiz anlatılırken, ikinci bölüm daha çok yediklerimizin sembolize ettiklerinden bahsediyor.

Alaturka mı Alafranga mı?

Biz “bugün ne pişirsem” derdine ilk ne zaman düştüğümüzü düşünelim, büyük büyük büyükannelerimizin mutfaktaki bu ikilemlerini nasıl çözüklerine dair birkaç açıklama bulabiliriz kitapta.

Bir zamanlar ne yemek istediğini söyleyerek kişiliği hakkında kesin fikir edinmemizi kolaylaştıran atalarımızdan pek de farklı değiliz aslında… Alafranga ya da alaturka; yemek tercihlerimiz de iki kutuptan hangisine yakın olduğumuzu göstermek için o zamanlar da eşi bulunmaz bir fırsattı, şimdi de. Toplumsal temsil ihtiyacımızı, beslenme çerçevesinde de tıpkı yaşam tarzımızda belirttiğimiz gibi açığa vurabiliyor, sunabiliyoruz. Çünkü bir sınıfa dair bir yaşam tarzı, oluşturulmuş sınıfsal bir zevki tüketme ya da ona ulaşabilme gücü içerisinde bir başka sınıfın yaşam tarzını oluşturur. Bireysel tercihlerimiz ortak paydada buluşabildiğimiz kişilerle toplumsal tercihlere ve dolayısıyla yeme içme de dahil, bir sınıf oluşturmaya olanak verir.

Gastro Gösteri’de bu tercihlerin zaman içerisinde nasıl değiştiğine dair çarpıcı örnekler bulabilir okur. 1933 yılında yayımlanan Fahriye Nedim’in Alaturka ve Alafranga Mükemmel Yemek ve Tatlı Kitabı’nın, dönemin ne pişireceğini kara kara düşünen hanımlarına, her iki tarzda da pişirme ve sunum tekniklerini “basit” bir dille anlattığından bahsediyor yazarımız. Tıpkı adı geçen kitapta olduğu gibi Gastro Gösteri de okurunu kategorize etmeden, mümkün olduğunca çok okunmayı hedefliyor olmalı ki, yazarın dili de verdiği tüm örneklere ve bolca dipnota rağmen kolay ve ilgi ile okunuyor.

Yemek kültürünün 1940’larda nasıl değiştiğinin anlatıldığı bölümde, dönemin savaş ekonomisine rağmen gelişmeye aç ülkemizin Amerika yörüngesinden etkilenmesinin de yemek sayesinde hız aldığı belirtiliyor.

Amerikan kültürü ve yaşam tarzının empoze edildiği bu dönemde ev hanımlarının başvurduğu bugün ne pişirsem kaynağı olan Aile dergisinin, yemek pişirme alışkanlıklarımızı Osmanlı/alaturka kültürden nasıl uzaklaştırdığının anlatıldığı kısım ise kitabın en ilgi çekici bölümlerinden biri. Derginin reklamlarından içeriğindeki haberlere kadar ne yönde etkileyici olduğunu, Gastro Gösteri’yi okudukça anlıyor ve beslenmeye yönelik iş bölümünün nasıl cinsiyetçi olduğunun farkına varmaya o yıllarda başladığımızı görüyoruz.

“Issız” Yuppie Alper

Popüler kültürün etkin gelişiminin en sert açıyla hissedildiği seksenler ve hızlı gelişen “sonrasında” yemek yerken açığa vurduğumuz kişiliğimizi, yemek yaparak da gösterebildiğimizi keşfediyoruz. Kitapta yemek yeme gösterisine duyduğumuz ihtiyaç, derinlemesine ve yine gayet anlaşılır şekilde anlatılırken 80’lerden sonra ulaşabildiğimiz farklı lezzetlerden de bahsediliyor.

Doymak ile yemenin farkının vurgulandığı kısım da fazlasıyla etkileyici. Türkiye’de suşi tüketiliyor olmasının yeni yüzümüzü tanıtmaya çalışırken ne denli önemli olduğunu okuyoruz bu bölümde. Belli bir yaşam tarzını simgeleyen yiyeceklerin gelişmekte olan ülkemizde de tüketiliyor olmasının dünyaca kabullenilmemizdeki etkisini anlatıyor yazar İlkay Kanık.

Taksim’de açılan ilk McDonald’s sonrasında fast-food markalarla birlikte bir başka sınıfın kendini gösterme isteğine de hitap edilmesi gerektiğinden, artık mutfak şefleri de yıldızlaşmaya başlamıştır. Şeflerin popülaritesi hazırladıkları yemeklerle süslü sofralarından taşıp gazete dergi ve diğer mecralara ulaşırken, gurme olmak da artık bu değişen yemek kültürü ile birlikte edinilen bir vasıftır artık.

Çağan Irmak’ın yönettiği Issız Adam’ın ana karakteri olan lokanta sahibi şef Alper, Türkiye koşullarında yaşamsal bir ihtiyaç olan yemek yemenin nasıl popülerleştiğini gösteren en bilinir işlerden biridir. Kitapta, filmdeki anne oğlun yeme ve pişirme ile ilgili kültür farklarının belirgin bir biçimde farklı olduğu anlatılırken ülkenin de farklılaşması gözler önüne serilir.

Açın İsyanı

Gastro Gösteri’nin ikinci bölümünde insanın en temel haklarından biri olan yeterli besin ile beslenme vurgulanıyor. Beslenme gereksinimini gidermekte zorlanan güçsüz kesimin, açlıktan doğan itici güçle nasıl güçlüye dönüşebildiği, çeşitli romanlar ve yiyeceklerin bilincimizdeki sembolik anlamlarıyla örneklenerek anlatılıyor. Semboller soyut şeyleri ve durumları somut bir biçimde temsil ettiklerinden, yemeğin ne kadar güçlü bir mesaj taşıyıcı olduğunu anlıyoruz kitabın bu kısmında.

Yemek yapmak her ne kadar cinsiyetçi bir kabullenişle kadın işi olsa da, yemek kitaplarının feminizme katkısı da işleniyor Gastro Gösteri’de. Kapitalizm çerçevesinde kadının ev içerisindeki emekleri arasında özellikle mutfaktaki emeğinin ücretsiz olması, yemek tariflerinin kültürel miras olarak kayıt altında olmasının önemi, teknolojinin yemek tariflerinde yol açtığı değişiklikler, son bölümün önemli konularından…

İlkay Kanık’ın zengin özgeçmişinin rahatlığıyla okura sunduğu bu sosyolojik analiz, zorunlu ihtiyaçlarımızın başında gelen yemek yemenin toplumsal ve bireysel kimlik gösterisi haline gelişine dair zevkli bir anlatı olmuş.

Açlığımızı gidermek için yemekle, toplum içerisinde bireysel varlığımızı göstermek için yemek böyle iç içe geçmişken, neden yemeden önce fotoğrafını paylaştığımızı ama yemeğimizin kendisini aynı rahatlık ve istekle paylaşmadığımızı anlamak için etkileyici bir kaynak olan Gastro Gösteri, İlkay Kanık’ın ilk kitabı değil. Ancak böyle çarpıcı bir kitapla tanışacağı okurlarının, kendisinden başka geniş kapsamlı çalışmalar bekleyeceğinden eminim.

  • Gastro Gösteri
  • Popüler Kültür Ürünlerinde Yemeğin Kültürel Gösterisi
  • Yazar: İlkay Kanık
  • Türü: Yemek
  • Baskı Yılı: Kasım 2016
  • Sayfa Sayısı: 158 Sayfa
  • Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Her Şeye Rağmen Direnmenin Öyküleri

Read Next

Uçuşan Etekler

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram