“Bu kitabı okumaya başladığınızda, kendinizi Bruno adında dokuz yaşında bir çocukla yolculuğa çıkmış bulacaksınız (ama bu kitap dokuz yaşındakiler için değil, her yaş grubunun okuması gereken bir kitap). Ve er geç kendinizi Bruno ile birlikte bir tel örgüde bulacaksınız. Umarız, hayatınız boyunca böyle bir tel örgünün öbür ucuna geçmek zorunda kalmazsınız.”
Çizgili Pijamalı Çocuk, İrlandalı yazar John Boyne’un ilk kitabı olmasına rağmen, konusu itibariyle basılmak için bekletilmiş ve ilk kez 2007 yılında yayımlanmış bir kitap. Kitabın arka kapağında, konuya dair verdiği tek bilgi de yukarıdaki ufak paragraf.
Çizgili Pijamalı Çocuk’u yıllardır, konusunu bilmeden hep duyar, merak eder ama bir türlü okuma fırsatını bulamazdım. Daha önceden Tudem Yayınları’ndan çıkmış olan kitabı, geçtiğimiz ay yine Tudem’in Modern Klasikler başlığıyla tekrar bastığı kitaplar arasında görünce artık daha fazla geciktirmeyeyim dedim. Okurken de bitirdikten sonra da uzun süre aklımdan silinemeyecek ve etkisini üzerimden atamayacağım bir kitap olacağını itiraf etmeliyim ki beklemiyordum.
Kitabın 3-4 sayfası hariç nerdeyse tamamında, 15 Nisan 1934 doğumlu ve artık 9 yaşına gelmiş Bruno’yla birlikteyiz. Bruno, Berlin’deki güzel evinde anne, baba ve ablası (Bruno’nun deyimiyle“umutsuz vaka”) ile birlikte yaşıyor. Berlin’i, arkadaşlarını, aynı şehirde yaşayan büyükannesi ile büyükbabasını ve Berlin’de yaşamayı çok ama çok seviyor. Günün birinde okuldan eve geldiğinde hizmetçileri Maria’nın eşyalarını topladığını görmesiyle hayatı bambaşka bir yöne doğru gitmeye başlıyor. Evlerine birkaç gün önce gelen Führer (Bruno’nun deyimiyle Fury) asker olan babasının artık başka bir şehirde çalışmasını emrettiği için, ailece Bruno’nun hiç sevmediği, alışmak istemediği ve yapacak hiçbir şey bulamadığı Auschwitz’e (Bruno’nun deyimiyle Out-with’e) taşınıyorlar.
Nazi Almanyası’nda 9 yaşında bir çocuk olarak hiçbir şeyin farkında olmayan, babasını ve mesleğini hiçbir şekilde anlamayan, sadece babası olduğu için ona büyük bir sevgi ve saygı besleyen Bruno’nun bu şehirde ilgisini çekmeyi başaran tek şey, odasının penceresinden gördüğü uzaktaki tel örgüler ve bu tel örgüler arkasında bir sürü insanın tek tip çizgili pijamalar giyerek yaşadığı kamp alanı. O insanların neden orada oldukları, neden aynı giyindikleri, neden askerlerin onlara sürekli bağırdığını hiçbir zaman anlayamasa da yalnızlık ve merak duygusu ile evin çevresinde keşfe çıktığı bir gün bu tel örgülere iyice yaklaşıp kendisine 1 yıl boyunca dostluk edecek Shmuel ile tanışıyor. Telin iki farklı tarafında, 1 yıl boyunca nerdeyse her gün Bruno ve arkadaşı Shmuel buluşuyorlar. Çocuk olmalarına rağmen, koşullar el vermediği için hiçbir zaman oyun oynayamıyorlar ama arkadaşlıklarını sağlamlaştıracak çok daha önemli bir şey yapıyorlar: sürekli konuşuyorlar. Bruno ona Berlin’i, kafeleri, oradaki arkadaşlarını, yeni evlerini, odasını, ailesini anlatırken Shmuel’in yeni hayatına dair anlattıkları ise hiçbir zaman Bruno’da bir anlam ifade etmiyor. Neden tek tip giyindikleri, neden arkadaşlarıyla oynamadığını, neden kendisiyle buluşmaya gizli geldiğini, neden sürekli zayıfladığını, neden askerlerden bu kadar korktuğunu, neden evlerine yemeğe gelmediğini hiçbir zaman anlayamıyor. Ama maalesef Bruno’nun anlamadıkları, anlayanlarda çok fazla şey ifade ediyor. Ezilenden ve mağdur olandan yana olan tarafımız zaman zaman Bruno’nun tepkilerine ve bencilce yorumlarına sinirlense de, diğer taraftan onun da bir çocuk olduğu gerçeği ve hayatın her çocuğa farklı bir gerçeklik sunmasının çocuklardaki saflığın kalıcılığı ile de doğru orantılı olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Bruno’nun kitap boyunca babasıyla, Shmuel ile, ablasıyla, Maria’yla yaptıkları ikili sohbetler ya da heyecanlı ve tehlikeli anlar o kadar sade ve etkileyici bir şekilde yazılmış ki, belki de kitabı kapadıktan sonra etkisinin devam etmesi bu sohbetlerin gücüyle alakalıdır.
Çizgili Pijamalı Çocuk; çok basit bir dille hiç de basit olmayan bir konuya değinen; savaş, Naziler, toplama kampları, soykırım vs gibi meseleleri konu edinmiş olsa da, aslında özünde çok saf ve samimi bir dostluğun hikâyesi. Yazar da aynı şeyi vurgulamak istemiş olacak ki, sarsıcı ve trajik finali de kitap boyunca hiç açıkça bahsedilmeyen ya da tarif edilmeyen bir kötülüğün ve acının görüntüsü ile yapmak yerine, dostluğu ve yine çocuk saflığını ön plana çıkaran bir sahneyle yapmayı başarıyor.
12 yaş ve üstü çocuklar için uygun olan kitap, 2007 İrlanda Kitap Ödülleri’nde Yılın Çocuk Kitabı Ödülü, Dinleyicilerin Seçimi: Yılın Kitabı, Yılın Kitabı Ödül Adayı, 2006-2007 Bistro İrlanda Çocuk Kitapları Ödülü’nde ise Yılın Çocuk Kitabı ödüllerinin sahibi. Kitabın aynı zamanda 2008 yılında çekilmiş film versiyonu da bulunmakta.
- Çizgili Pijamalı Çocuk
- Yazar: John Boyne
- Çeviri: Tayfun Törüner, Tülin Törüner
- Baskı Yılı: Kasım 2016
- Sayfa Sayısı: 224 Sayfa
- Yayınevi: Tudem Yayın Grubu
Ebeveynlere Faydacı Puanlama:
- Görsellik: 5 puan. Kitapta herhangi bir çizim yok.
- Hikâye: 5 puan. Hem gerçek hem de oldukça önemli bir konu, bir çocuğa anlatılabilecek en yalın ve basit haliyle anlatılmış.
- Eğitici/Öğretici Nitelik: 4 puan. Kitapta gerçekler açıkça anlatılmasa da, çocuklarla sonrasında konuşmak ve bilgilendirmek açısından faydalı olabilir.
- Hayal Gücü Gelişimi: 4 puan
- Kültürel Gelişim: 5 puan
25 puan üzerinden 23 puan
- DÜMTEK NECMİ’NİN MUHTEŞEM HİKÂYESİ - 24 Mart 2021
- DUT AĞACINDAKİ HAYALET - 9 Şubat 2021
- KİTAP TAMİRCİSİ TOPRAK - 7 Aralık 2020
FACEBOOK YORUMLARI