Ursula K. Le Guin; Gölgelerin Gücü Adına

Ursula K. Le Guin‘in Kadınlar Rüyalar Ejderhalar isimli kitabında dil çok sade, çok kolay, neredeyse konuşur gibi. Açık ve seçik her şey. Ama çok düşündürücü.

Kendilik problemi… Evet, geçen ayki yazımın başlangıcı da böyle başlamıştı. İnsanı anlamak, gerçek derinliklerine inmek ve kendilik problemi. Gittikçe kendimizden uzaklaşıp, birbirimize daha çok benzediğimiz, neredeyse aynılaştığımız bu dünyada nasıl özgürce kendimiz oluruz? Foucault’nun iktidarın ve modernitenin bizim benlik bilgimizi nasıl şekillendirdiği üzerine olan Hermenötiğin Kökeni adlı kitabından geçen yazımda bahsetmiştim. Yalnız Foucault değil birçok yazar ve düşünür modern bireyin maskesini sıyırmak ve gerçek kendisi olması için yıllardır teorik ve pratik yöntemlerle dur durak bilmeksizin düşünüyor, yazıyor, çiziyor. Ancak her çözümleme ile daha da karmaşıklaşan insan şimdilerde tam bir kaosun içinde daha yalnız, daha çaresiz ve daha mutsuz. Neden daha mutlu olamıyoruz? Nerede hata yapıyoruz? Neden gittikçe etrafımızdaki boşluklar artıyor? Dedim ya taktım bu kendilik problemine. Bu konuda okumalara devam ettim. Bu sefer karşıma Ursula K.Le Guin çıktı. İnsana çok yakından bakan bir yazar Le Guin. Foucault gibi insanın bir başka insanla veya toplumla olan iktidar ilişkisine değil insanın kendi içindeki kendine bakıyor ve egonun bilinçdışına olan iktidarından ve dolayısı ile kendiliğin nasıl parçalandığını ve insanın kendine nasıl yabancılaştığından bahsediyor Kadınlar Rüyalar Ejderhalar isimli kitabındaki denemelerinde. Ayrıca şunu söylemeliyim ki, dili çok sade, çok kolay, neredeyse konuşur gibi. Açık ve seçik her şey. Ama çok düşündürücü.

Çocuk ve Gölge isimli deneme. Toplam on iki sayfalık bir metin. Bitirdiğinizde gölgenize gülümsüyorsunuz. Ama ne gülümseme! Çoğu zaman görmezden geldiğimiz, çoğu kere yok saydığımız ve hatta bazen farkında bile olmadığımız o karanlık bulanık çoğu zaman parçalanmış, gizemli benliğimiz, gölgemiz. Egonun hiç sevmediği. Sakat çirkin hastalıklı kardeş. Dostoyevski’nin Raskolnikov’u Okuma bittiğinde karşınızda oturuyor ve siz ona gülümsüyorsunuz. Ursula K. Le Guin bu denemesine Andersen’den bir masal ile başlamış. Önce gölgesini kaybeden sonra da bulup onun hakimiyeti altına giren zavallı bir adamın tuhaf öyküsü. Bütün masallar bu masaldaki gibi gerçek üstüdür ama aynı zamanda gerçeğin ta kendisidir. Fantastik gerçek. Masaldaki adam gibi gölgeni kaybetme. Onun bilincinde ol ve onu önemse. Yok saymak boşuna. Mutlu olmak için onu kabullenmek ve barışmak zorundayız.

Le Guin’in kitaptaki bir diğer metni Amerikalılar Ejderhalardan Neden Korkar? Çok ilginç bir başlık. Ejderhalardan kim korkmaz ki? Le Guin bu denemesinde  şöyle ifade ediyor bunu :

“Amerikalıların ejderhadan neden korktuğunu anlamaya çalışırken gördüm ki, birçok Amerikalı sadece fanteziye değil kurmacaya da karşı. Biz Amerikalılar hayal ürünü olana şüpheli ve aşağılık bir şey olarak bakmak eğilimindeyiz.“

“karım roman okur, benim hiç vaktim yok öyle boş şeylerle uğraşmaya”

“Gençken o bilimkurgu denilen zamazingoyu okurdum şimdi okumuyorum tabii”

“Peri  masalları  çocuk işi, ben gerçek dünyada yaşıyorum”

Kitabın bu cümleleri ne kadar tanıdık değil mi? Hatta ikinciye ben ilave yaptım. Oysa hayal gücünün olmadığı bir dünyada yaşamak ancak robotlara özgü olmalı.

Ursula Le Guin’in kitaptaki sadece bu iki metni bile hayatı anlamak ve kavramak daha da önemlisi kendimize biraz daha yaklaşmak için yeterli. Bu kaosun ortasında daha mutlu olmak kim istemez ki? Bu nedenle şiddetle tavsiye ediyorum okumanızı.

  • Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
  • Yazar: Ursula K. Le Guin
  • Türü: Deneme
  • Baskı Yılı: 2015
  • Sayfa Sayısı: 138 Sayfa
  • Yayınevi: Metis Yayıncılık
Feride Cihan Göktan
Latest posts by Feride Cihan Göktan (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Çok Yaşa Ursula!

Read Next

Sürgün Gezegeni’nde Öteki ile Yaşamak

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *