
Filmi olduğu kadar kitabı ile de ilgiyi hak eden Alien: Covenant, seriyi seven ve seriyi izlememiş olmasına rağmen ilgi duyabilecek herkese hitap etmeyi başarabiliyor.
Alien: Covenant; Mayıs 2017’de vizyona giren aynı adlı filmin resmi roman uyarlaması olarak İthaki Yayınları tarafından kitapseverlerle buluşturuldu. Yanlış anlaşılmasın, film kitaptan uyarlanmadı. Aksine, film Alan Dean Foster tarafından kitaplaştırıldı.
Peki, bir filmin kitabı neden okunur?
Kısaca cevap vermeye çalışalım: Dünya’da çok yaygın olan, ülkemizde ise yeni yeni basılmaya başlanan bu tür kitapları, öncelikle filmin tıpatıp aynısı olarak değerlendirmemek gerekiyor. Resmi roman uyarlamaları, filmin anlatmadığı bir çok şeye değinerek, hikayenin geliştirilmesine önemli bir katkı sunuyor. Ayrıca, yazılı anlatımın olanakları kullanılarak, film ile verilmek istenen duygu okuyucuya daha etkili bir şekilde aktarılabiliyor. Bu sebeplerle; resmi romanların hem geliştirici, hem de tamamlayıcı bir rolü olduğundan bahsedebiliriz. Alien: Covenant kitabı ise; Alien gibi efsanevi bir serinin önemli bir parçası olmayı başararak, bu tür içerisinde ayrıcalıklı bir konuma sahip oluyor.
Yaklaşık 40 yıllık destansı bir seri
1979 yılında Ridley Scott’ın yönetmenliğinde beyazperdeye taşınan Alien (Yaratık), yaklaşık 40 yıllık zaman sürecinde sinema tarihinde kendisine önemli bir yer edindi. Alien’in bu mertebeye ulaşmasında; sinema tarihinin en iyi devam filmlerinden birine (Aliens-Yönetmen James Cameron), en feminist başrol karakterine (Ellen Ripley), bilim-kurgu ve gerilim türüne getirdiği yeniliklere sahip olmasına borçlu olduğunu ilk elden sayabiliriz. Tüm bunların yanı sıra; kötülüğün kökenine dair içerdiği felsefik altyapının kalburüstü bir insanlık eleştirisi barındırması serinin her zaman seyircinin sevdiği ancak üzerine pek düşünmediği eksende kalmasını sağladı.
Alien (1979) ve Aliens (1986) filmlerinin ardından çekilen devam filmleri (1992 ve 1997), eleştirmenleri olduğu kadar sinemaseverleri de pek tatmin etmedi. Öyle ki; bu filmlerin yönetmenliğini David Fincher (Fight Club, Seven…) ve Jean-Pierre Jeunet (Amelie, Şarküteri…) gibi usta yönetmenler yapmasına rağmen.
İnsanın ve Yaratık’ın kökeni üzerine
Tüm bu zaman boyunca “Yaratıklar nereden geldi?” sorusu, kült haline gelen Alien serisi hakkında sinema severlerin aklını kurcalamaya devam etti. Bu meraka cevap vermek amacıyla yeniden yönetmenlik koltuğuna oturan Ridley Scott, 4 filmlik orjinal serinin öncesini anlatan, Prometheus (2012) filmi ile bu soruları kısmen cevaplayarak, insanın ve yaratığın kökenine ilişkin ciddi bir sorgulamayı başlattı. Aksiyonun geri planda kaldığı, ama varoluşsal sorunların öne çıkarıldığı film gişede olduğu kadar, sinemaseverlerin gözünde de pek başarılı bulunmadı. Ancak film; kimilerine göre, ilk fimin ardından, serinin en iyi filmi olarak kabul edilmeyi başarabildi.
Mayıs 2017’de vizyona giren Alien: Covenant ise, efsanevi seriyi varoluşsal sorunlar ekseninde devam ettiriyor. Hiper uykuya yatmış 2000 kolonisti taşıyan Covenant uzay gemisi, bir sinyal üzerine farkedilen ve yerleşim şartları Dünya’ya çok benzeyen bir gezegene doğru rotasını değiştirir. Prometheus’tan 10 yıl sonra geçen film; bu aşamadan sonra konu olarak Prometheus ile kesişirken, atmosfer bakımından orjinal serinin sevilen filmleri ile rekabet etmeye çalışıyor.
Kitap, filmi kadar ilgiyi hak ediyor
Bir Alien serisi takipçisi olarak; orjinal serinin öncesini anlatan filmleri beğendiğimi söyleyebilirim. Ancak, aynı zamanda kitabı öncesinden okumuş biri olarak, kitabın hikayeyi daha iyi işlediğini düşünmekteyim. Formdan düşmüş bir Ridley Scott’tansa, hayal gücümün daha iyi iş çıkardığını söyleyebiliriz. Ayrıca, filmde bulunmayan ve kilit rolü oynayan bazı bölümlerin de kitapta yer aldığını belirtmekte fayda var. Özellikle David ve yaratıcısı arasında geçen diyaloglar, David ile Walter’in ilişkisi kitapta daha derinlemesine işlenmiş. Kitabın Alan Dean Foster tarafından kaleme alınmasının etkisi de çok büyük. Öyle ki; Alan Dean Foster, Star-Tek, Terminator, diğer Alien filmlerinin resmi roman uyarlamalarını kaleme almış ve türün ustası olarak kabul edilen bir yazar. Yine de; kitabı okuyanlara filmi izlemelerini ve yargıyı kendileri vermelerini söylemek gerekir. Çünkü hem David ve Walter’ı oynayan Michael Fassbender’in oyunculuğu, hem de Alien’in yaratıcısı Giger’ın filmde kullanılan çizimleri mutlaka görülmeli.
Kısaca; filmi olduğu kadar kitabı ile de ilgiyi hak eden Alien: Covenant, seriyi seven ve seriyi izlememiş olmasına rağmen ilgi duyabilecek herkese hitap etmeyi başarabiliyor.
![]()
|
- Gelecekte Geçen Bir Polisiye: Değiştirilmiş Karbon - 24 Mart 2018
- Asimov’dan epik bir gelecek kurgusu: Vakıf - 1 Aralık 2017
- Tanrıya bir meydan okuma: Tanrı Olmak Zor İş - 9 Ekim 2017