
Nedensiz bir can sıkıntısı duygusu ile kitap okumak dahil hiçbir şeye heves duymadığım bir ana rastladı bu kitapla buluşmam ve günümü aydınlattı, renk kattı. Sizin de zevkle okuyacağınızdan eminim.
Koltuğunuza yaslanın ve gözlüklerinizi çıkarın. Kitabı anlatmaya bu cümle ile başlamam size şaşırtıcı geldiyse sabırlı olun ve devamını okuyun.
Kitaptaki çok önemli bir unsur, çok güçlü bir metafor olan baba ve kızın kullandığı gözlüklerdir. Alıntıladığım metinlerde bir kısmı açıkça görüldüğü için ayrıca açıklamaya girişmeyeceğim, sadece çok etkileyici bulduğumu söyleyeyim.
Anlatıcı kişi New York’ta yaşayan bir bale eğitmeni. Öğrencilerinden birisinin derse başlamadan önce gözlüklerini çıkarmasını seyrederken kendi ilk bale eğitimine başladığı yıllara döner.
Gözlüklerle dans edilmez. Madame Dismailova’yla çalıştığım dönemde gözlük takmamaya çalıştığımı hatırlıyorum. İnsanlar ve nesneler keskinliklerini kaybediyor, her şey netliğini yitiriyordu, sesler bile gittikçe daha boğuk bir hal alıyordu sanki. Gözlüksüz gördüğüm dünyanın girinti ve çıkıntıları yoktu; yanağımı dayadığım ve sonunda üzerinde uyuyakaldığım büyük bir yastık kadar yumuşaktı. “Neyin hayalini kuruyorsun Catherine?” diye sorardı babam. “Gözlüklerini takmalısın.” (sayfa 6)
Babam ve Ben, tam da kitabın ismindeki gibi iki ana karakter üzerine kurulmuş bir hikaye. Çocuk kitabı olarak sınıflandırılmasına rağmen, herhangi bir yetişkinin novella olarak okuyabileceği bir eser olduğu kanısındayım. Catherine’in küçük bir kız iken babası ile Paris’te geçirdiği üç yıl anlatılır, annesi o esnada Amerika’da bulunmaktadır ve babası işlerini ayarlayınca kitabın sonunda onlar da Amerika’ya gideceklerdir. “…Kızımla Amerika’ya gidiyoruz.” Babamın verdiği haber beni o kadar şaşırtmıştı ki, rüya görüp görmediğimden emin olmak için hemen gözlüklerimi takmıştım.(sayfa 81)
Catherine’in babası taşımacılık alanında, ortağı olan “önemsiz şeyler hakkında bile ahlak dersi veren” Bay Casterade ile çalışmaktadır. “Beni dinlemiyorsunuz George.” derdi Bay Castrade “Aklınız başka yerde…Dünyayı olduğu gibi görmeye cesaretiniz yok. Gözlüklerinizi takmalısınız.”(sayfa 14)
Kitabın yazarı, 2014 Nobel Edebiyat ödülü dahil pek çok prestijli edebiyat ödüllerinin sahibi olan Patrick Modiano, çizen ise Pıtırcık serisinin yazarı Jean-Jaques Sempe. Çocuk kitabı çizimlerinde dikkat ettiğim bir yaklaşım vardır, kimi kitaplarda okuyucunun hayal gücüne daha geniş alan bırakarak karakter ve mekan çizimlerine çok yer verilmez. Bu kitapta tersi bir yaklaşım izlenilmiş ve iyi ki öyle olmuş çünkü benim hayal gücümü aşan güzellikte çizimle karşılaştım, özellikle mekan çizimlerinde. Ağırlıklı olarak pastel renkler kullanılmış ve nostalji duygusu eşlik ediyor. Hem anlatım hem de çizimler insanın içini ısıtıp, yumuşacık sarıyor.
Nedensiz bir can sıkıntısı duygusu ile kitap okumak dahil hiçbir şeye heves duymadığım bir ana rastladı bu kitapla buluşmam ve günümü aydınlattı, renk kattı. Sizin de zevkle okuyacağınızdan eminim.
![]()
|
- Artık Bir Kitabım Var - 5 Nisan 2018
- 1980’lerin Nijeryası’nda bir hikaye: Benimle Kal - 13 Şubat 2018
- Martıya Uçmayı Öğreten Kedi - 28 Ekim 2017