Bir Macar Karnavalı

Karnavallarda sergilenen oyunlarda kurallar, kişiler, gelenekler açıkça alaya alınır, abartılı bir mizah ile gözler önüne sergilenir. Bu ortamın romana yansımasıyla kurmaca metinde uygunsuz birliktelikler ve hiyerarşi abartılı bir parodi yoluyla okuyucuya verilir. Ayrıca romanda kullanılan farklı bakış açıları da bu karnaval ortamına çokseslilik kavramını getirir.

Gecekuşu Kornelius, Macar edebiyatının zenginliğini gözler önüne seren ilginç bir roman. Aslında yazılış biçimiyle de klasik romanlardan oldukça farklı. Anlatım dilinin zenginliği, içerdiği düalizm, çok seslilik, resmi olan ya da olmayan hiyerarşik yapıların abartılı mizah ve ironi ile alaya alınması bu kitabın tam da karnavalesk bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Ünlü kültür ve edebiyat kuramcısı Bakhtin, karnavalesk tanımını bu özellikler üzerinden yapar. Ona göre ortaçağ ve rönesansta sokaktan saraya insan ilişkilerini belirleyen ve meydanlarda boy gösteren eğlenceli şenlik ruhu, özgür irade ve bilincin bir ifadesidir. Hayatta hiyerarşik olarak birbirlerine ulaşamayacak sınıfların bu meydanlarda özgür ve teklifsizce kaynaşmasıdır. Karnavallarda sergilenen oyunlarda kurallar, kişiler, gelenekler açıkça alaya alınır, abartılı bir mizah ile gözler önüne sergilenir. Bu ortamın romana yansımasıyla kurmaca metinde uygunsuz birliktelikler ve hiyerarşi abartılı bir parodi yoluyla okuyucuya verilir. Ayrıca romanda kullanılan farklı bakış açıları da bu karnaval ortamına çokseslilik kavramını getirir.

Gecekuşu Kornelius, yukarıda anlatılan karnavalesk özelliklerin neredeyse tamamına sahiptir. Anlatıcının alter egosunu farklı bir kişilikmiş gibi tanıtmasıyla açılan roman, bu düalizm ritmi içinde anlatan ve anlatılan olarak sürekli yer değiştirerek farklı öyküleri dillendirir. Anlatılan her öykü derin bir ironi, abartılı bir mizah taşır. Toplumdaki rolleri, sınıfları açıkça alaya alır, farklı bakış açılarıyla (kah alter ego Kornelius’un gözünden, kah anlatıcının tanıklığını yaptığı bir Kornelius hikayesi, kah üçüncü tekil şahıs anlatımla Kornelius) okuyucuyu şaşırtır, ama bir karnaval karmaşasını da keyifle sunar. Kitap Rabelais’ın Gargantua’sına bu açıdan çok benzer. Her bölüm başlığı, anlatacağı hikâyenin konusunu da sunar okuyucuya, böylelikle okuyucu ne ile karşılaşacağını bilerek başlar öyküye. Örnek vermek gerekirse:

Yazarın bu kitabın tek kahramanı olan Gecekuşu Kornelius’u tanıttığı ve onu gün ışığına çıkardığı
BİRİNCİ BÖLÜM [1]

Zavallı gazeteci Pali Mogyorossy’nin kahvehanede ansızın çıldırdığı ve sonra da tımarhaneye kapatıldığı
SEKİZİNCİ BÖLÜM[2] 

Almanya’daki öğrencilik yıllarının ölümsüz karakteri ve baş ustası Başkan Baron Wilhelm Eduard von Wüstenfeld’in bütün bölüm boyunca uyuduğu
ON İKİNCİ BÖLÜM[3]

Her bölüm başlığı sadece ayıraç gibi değil, bir sunum ve bir tür öykü adı gibi kullanılır ve bölümler, kahramanı aynı olmak koşuluyla birbirinden bağımsız bir olayı anlatırlar.

Yazar Dezso Kosztolanyi,  Macar edebiyatının en ünlü temsilcilerinden biri. Daha önce Agota Kristof ile içine girdiğim bu dünya, Kosztolanyi ile beni bir kez daha büyüledi. Şayet hiç karnavalesk roman okumadıysanız en iyi örneklerinden biri olan Gecekuşu Kornelius’u kaçırmayın derim. Birbirinden eğlenceli on sekiz öykü, abartılı mizahın örneği olarak sizi bekliyor. Yazımı kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum.

Eski arkadaşıyla “Onurlu kent”te bir gezinti yaptığı DÖRDÜNCÜ BÖLÜM[4] ‘den

Parlamentonun önündeki alanda birisi binlerce kişilik bir kalabalığa nutuk çekiyordu:
“Dar alnıma, hayvansal bir açgözlülükle çarpılmış yüzüme bir bakmanız yeter, kiminle iş tuttuğunuzu hemen anlayacaksınız. Hiçbir meslekten, bilimden anlamam, bu dünyada hiçbir iş için elverişli değilim, özellikle de size yaşamın anlamını açıklayacak ve sizleri bir amaca doğru sürükleyecek bilgim yok. Amacımın ne olduğunu da size anlatayım. Kısa yoldan küpümü doldurmak istiyorum, haraç toplar gibi para toplamak istiyorum, öyle ki benimki ne ölçüde artarsa, sizinki o ölçüde azalsın. Bu yüzden sizleri elimden geldiğince aptallaştırmam gerekiyor. Yoksa sizler kendinizi yeterince aptal mı sanıyorsunuz?”
“Hayır, hayır!” diye öfkeli bir uğultu koptu kalabalıktan.
“Madem öyle, şunu demek istiyorum, vicdanınız ne buyuruyorsa onu yapın. Rakibimi tümünüz de tanıyorsunuz. Soylu, elcil bir erkek, koca bir kafatası var, insanı aydınlatan bir de beyni. Bu kentte onun yanında yer alacak bir kişi var mı?”
“Hiç kimse!” diye kükredi kalabalık tek bir ağızdan.
“Hiç kimse yok” sesleri yükseldi ve yumruklar da havaya kaldırıldı.
Hava karardı.
Gecenin içinde dolanıyordum. Birden kara gökyüzü aydınlanıverdi, sanki güneş doğmuş gibiydi, pek çok güneş, bütün bir güneş sistemi. Alev saçan harfler kıvılcımlar saçıyordu:
“Çalıyoruz, aldatıyoruz, soyuyoruz.”
“Bu ne?” diye sordum Esti’ye.
“Bir bankanın ışıklı reklamı,” dedi aldırmazlık içinde.

  • Gecekuşu Kornelius
  • Yazan: Dezso Kosztolanyi
  • Türü: Roman
  • Baskı tarihi: 2012
  • Sayfa Sayısı: 239 sayfa
  • Yayınevi: Pinhan Yayıncılık

[1] Gecekuşu Kornelius, Dezso Kosztolanyi, Pinhan Yayınları s:9
[2] A.g.e s:109
[3] A.g.e s:161
[4] A.g.e s:67

Zümrüt Bıyıklıoğlu
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Dünya Hükmünden Azade Şiirler: Yaşıyoruz Sessizce

Read Next

Sınıfın Yenisi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *