
Duygusuz, felsefi konuşmaların şahı ama anlamlarından yoksun, yüzeysel, sorumsuz birinin kırdığı kalpler tam da yüzyılımızın kalabalık bir grubunu temsil ediyor, Issız Adam sendromları…
Lermontov’un 1840 yılında yazmış olduğu Zamanımızın Bir Kahramanı, öykünün başkarakteriyle edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiştir. Peçorin, bu kitapta ilk defa detaylı olarak sosyal konum ve psikolojik olarak irdelenmiş karakterdir. Lermontov’un bu keşfi edebiyat dünyasında yepyeni kapılar açmış, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov bu kapıdan geçerek roman sanatını bambaşka boyutlara taşımışlardır. Peki, kimdir bu Peçorin, onu farklı kılan nedir? Byronic karakter olarak da isimlendirilen ama gerçekte gereksiz insan (superfluous man) olarak sınıflandırılan Peçorin, ait olduğu sınıfın tüm özelliklerini taşır;
Haz peşinde koşar, ulaştığı an değerini kaybeden bu hazları küçümser ve dalga geçer,
Paranın elde edebileceği her türlü zevki tadıp sıkılmış olduğu için paranın sahip olamayacağı değerlerin peşinden koşar, masum bir kızın aşkı, saf birinin dostluğu gibi, elde ettiğinde de mahvetmeden çekip gitmez.
Derinliği olmayan duygulara sahiptir, samimiyet kuramaz, bağlanamaz,
Sorumluluk sahibi değildir, hiçbir ilişkisini yürütemez, zaten bunu yapmaya gönüllü de değildir, bu başarısızlığını özgürlüğe olan tutkusu kılıfına sokar, gerçekte bir aile hayatının sorumluluğunu alamayacak kadar az gelişmiştir,
Çevresindeki insanların duygularına önem vermez, bencildir, alacağı hazzı elde ettikten sonra geride kalanların üzüntüsü onda hiçbir vicdani sorumluluk, ahlaki mutsuzluk ya da pişmanlık yaratmaz,
Diğer yandan eğitimlidir, güzel, akıcı ve anlamlı konuşur, kolayca çevresini etkiler, özellikle kadınlar için çekicidir. Ancak ahlaken eğitimi yarım kalmıştır, yaptığı felsefi konuşmalar sadece konuşmada kalacak kadar yüzeyseldir, gerçekte kişiliği gelişmemiştir,
Ne istediğini, neyin kendisini mutlu edeceğini bilemediği için amaçsızdır, derin bir yararsızlık duygusu içindedir, insan ve ilişkilere karşı korkaktır. Ancak gelenekler karşısında ölümü göze alabilecek kadar gereksiz cesaret gösterilerine girmekten de kaçınmaz. Düelloya ya da savaşa gitmesi onu cesur yapmaz, tam tersine amaçsızlığının korkusunu pekiştirir.
Kalıcı bağlar kuramadığı için sürekli yer değiştirmek ister, sıkıntılıdır, yolculuğun onu yaşamaktan hoşlanmadığı olaylardan uzaklaştıracağına inanmıştır, ancak gittiği yerlere de mutsuzluğu getiren yine kendisidir.
1820 ile 1860 arasındaki Rus toplumunun dinamik yapısının Lermontov’un bu karakteri oluşturmasında büyük etkisi vardır. Avrupa eğitimi almış orta sınıf soylusunun topluma ayak uyduramaması, asillerin toprak kölelerini kaybetmemek için ekonomik sıkıntıyı kendi çıkarları için kullanmaları, köylü ve asiller arasındaki sosyal bağın kopacak kadar incelmesi, dönem Rus yazarlarının gereksiz insan tiplemesini yaratmasında etkili olmuştur. Puşkin, Turganyev, Gonçarov, Çehov ve Tolstoy kitaplarında bu tarz kahramanları kullanmışlardır.
Zamanımızın Bir kahramanı, yolculuk yapan bir anlatıcının ağzından öyküsüne başlar. Yolda tanıştığı Maksim Maksimiç adlı subayın paylaştığı anılarla Peçorin karakteriyle tanışır. Kitabın ikinci kısmında anlatıcı artık Maksim Maksimiçtir. Bir kalede görev yaparken tanışmıştır Peçorin ile. Bella isimli bir Kazak prensesiyle olan aşk öyküsü, Peçorin’in Bella için yaptıkları ve yapmadıkları Peçorin karakterinin ilginç bir yüzünü anlatır bizlere. Kitabın üçüncü bölümü Peçorin’in tuttuğu günlükten alıntılanmıştır ve anlatıcı artık Peçorin’in kendisidir. Bu bölümde de iki farklı kadınla olan gönül ilişkisini, başına açtığı dertleri anlatır gereksiz insan. Bella, Prenses Meri ve Vera, üç farklı kadın, Peçorin’in nasıl bir insan olduğunu gözlerimizin önüne serer. Bella, aşkı uğruna ölmeyi göze alan doğulu, gizemli, cahil bir kızdır. Prenses Meri ise soylu, cilveli, kurallara bağlı genç bir kızdır ve Peçorin’e delicesine âşık olur. O kadar sever ki, ona evlilik teklifi yapmaktan çekinmez. Ne yazık ki Peçorin kızı alaya alır, sevgisini aşağılar. Diğer yandan kızın namusunu korumak adına düelloya girmekten de çekinmez. Aslında koruduğu kendi adı ve ünüdür, bir başkası için parmağını kıpırdatmayacak kadar bencildir zira. Bu tutarsız davranışlar Prensesin sinir krizleri içinde kaçmasına yeter de artar bile. Son kadın Vera’dır. Evlidir, ancak kocasını aldatmaktan çekinmez. Peçorin’den hiçbir beklentisi yoktur, aşkıyla geçirdiği gizli vakitler yetmektedir. Peçorin’in özgür olduğu tek ilişkidir. Ancak bu gönül ilişkisi de Vera’nın çekip gitmesiyle son bulur.
Üç farklı anlatıcıdan, üç farklı kadınla yaşanan aşk ilişkisiyle Peçorin’in karakter analizini tamamlar Lermontov. Son bölümde Peçorin’in kaderciliğine de değinecek ve küçük bir kumar öyküsüyle bu özelliğini de vurgulayacaktır.
Freud’a göre insanların doyurulmamış hazlarının yarattığı fanteziler yaratıcılığın kaynağıdır. Hayal kurarak insanlar, gerçek hayatta tatmin edemedikleri isteklerini fantezilerinde gerçekleştirirler. Yazarlar, bunları üstü kapalı bir biçimde, rahatsızlık vermeden, hatta keyifle okunacak öyküler haline getirebilen kişilerdir. Ben, gereksiz kişilerin, özellikle bir dönem erkek fantezilerinden oluştuğunu düşünmeden edemedim. Don Juan gibi, kadınların kolayca âşık olup kendilerini teslim ettikleri erkek kahramanlar bu tarz fantezilerin eseri değil mi? Bir sürü kadınla beraber olup hiç bağ kurmamak, evlenmemek, kalp kırmak, kadınları aşağılamak ve tüm bunları yaparken bir nebze dahi vicdani rahatsızlık duymamak! İşte Peçorin benim için bu tür bir fantezinin ürünü, tıpkı diğer gereksiz insanlar gibi.
Kesinlikle okunması gereken bir roman olduğunu düşünüyorum. Ancak okurken keyif alır mısınız, onu bilemem. Duygusuz, felsefi konuşmaların şahı ama anlamlarından yoksun, yüzeysel, sorumsuz birinin kırdığı kalpler tam da yüzyılımızın kalabalık bir grubunu temsil ediyor, Issız Adam sendromları… Çevremiz zaten bu kadar gereksiz insanla doluyken ne kadar ilginizi çeker, size kalmış. Belki onları bir nebze olsun tanımanıza, ne yaparsanız yapın değiştiremeyeceğinizi anlamanıza vesile olur, kim bilir!
İyi Okumalar…
- Zamanımızın Bir Kahramanı
- Yazar: Mihail Yuryeviç Lermontov
- Yayınevi: İletişim Yayınları
- Baskı tarihi: Şubat 2014
- Sayfa Sayısı: 243 sayfa
- SORGULATAN, HAYAL KURDURAN KİTAPLARA İHTİYAÇ VAR! - 22 Mart 2020
- İnsanca bir başkaldırı; Aşk - 16 Mart 2016
- Gerçek Bir Çocuk Kitabı; Mumi Baba’nın Anıları - 20 Haziran 2017