Türkiye’de LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) hareketinin örgütlü mücadele tarihine ve günümüz çalışmalarına bakmak için Ahmet Güneş’in çeşitli örgütlerle ve onların temsilcileriyle yaptığı görüşmelerin yer aldığı ve bu ay Sel Yayıncılık tarafından basılan Göğe Kuşak Lazım derli toplu bir çalışma olmuş.
Sözlü Tarih çalışmaları hep ilgimi çekmiştir. Mevzubahis çalışma sizin de yaşadığınız bir dönemi anlatıyorsa insan denen canlının her durumda nasıl da farklı bir tarih yazdığına hayret edersiniz. Örneğin yıllar önce olan bir mitingi, geziyi, görüşmeyi, birlikte gittiğiniz kişiler bile farklı yönlerinden bakarak anlatır. Sizin büyük önem atfettiğiniz başlıklar onlar açısından o kadar önemli olmaz. Onların büyük coşkuyla bahsettiği başlıklar ise size bir şey ifade etmez. Sel Yayıncılık’ın LGBT Kitaplığından çıkan Göğe Kuşak Lazım kitabı sözlü tarihi sevenler için güzel bir çalışma olmuş. Bir de ben bu türden çalışmaları okuduğumda kendi kişisel tarihimden yola çıkarak “o esnada aynı yerde serisi” diyorum. Şöyle ki kitaba konu olan dönemde sol hareketin içinde, onun neredeyse tüm aşamalarına en azından teorik olarak tanık olmuş birisi olarak yolları birleştiremediğimiz fakat aynı canhıraş mücadeleyi veren birilerini görüp duyduğumda içim buruk oluyor. O esnada aynı yerde başka başka mücadeleler de vardı ne güzel ve biz yan yana gelemedik, ne kötü durumu yani.
Ahmet Güneş Kürt Hareketi aracılığıyla tanıştığı LGBTİ hareketini, hareketin bileşenleriyle görüşmeler yaparak Göğe Kuşak Lazım adlı kitapta toplamış. Daha önce bu mücadele başlığı hakkında bu türden bir kitap okumadım. Benim açımdan LGBTİ mücadele tarihini öğrenmekte önemli katkı sağladığını ve eşcinsel/gey/lezbiyen/aseksüel/queer/transseksüel/travesti kavramları konusunda tekrar düşünme ve kendimi sorgulama imkânı sağladığını söyleyebilirim.
Türkiye gibi kodları tamamen birbirine girmiş bir ülkede, okumuş yazmış, mücadele içinde uzunca süre yer almış, kendisini sosyalist olarak tanımlayan kişilerin bile sözünü ettiğim kavramlar konusunda kafasının karışık olması son derece “normal”. Normal olmayan bunu düzeltmeye çalışmamak elbette.
LGBTİ örgütleriyle özellikle 1 Mayıs’larda uzunca süredir yan yana geliyorduk zaten. Fakat bu örgütlerin ve üye bireylerin mücadele alanında görünürlüğünün artması asıl olarak Gezi Direnişiyle oldu. Uzunca zamandır heteronormativ davranışlar gösteren kişilerin bile Gezi döneminde ve sonrasındaki Onur Yürüyüşlerinde yer alarak önemli yol kat ettiklerini düşünüyorum. Demek ortak mücadele hepimize iyi geliyor.
Göğe Kuşak Lazım kitabında görüşlerine başvurulanların en yakındıkları meselelerden birisi Türkiye’de LGBTİ hareketinin başlangıcında sol ve sosyalist yapıların ve gazete-dergilerin tavrı oluyor. Çalışmaya katılıp hareketin tarihine ilişkin bilgiler veren Sevda Yılmaz da ( Ali Kemal Yılmaz), İbrahim Eren de aynı konudan bahsediyorlar. Cumhuriyet Gazetesinin LGBTİ bireylere yönelik dili, -Cumhuriyet Gazetesi hiç beklemedikleri bir tavır aldığı için öne çıkarılıyor. Elbette dönemin Tan, Bulvar’ı gibi kendisi de pespaye olan gazetelerin dili değil de, Cumhuriyet’in aynı koroya “daha nezih” bir kulvardan katılmış olması rahatsız edici geliyor haklı olarak.- 90’ların çok satan dergilerinden Aktüel ve Tempo’nun kısa aralıklarla yaptığı sansasyonel kapaklar hiç unutulmuyor. Bir de polis şiddeti ki onun olmadığı bir tarihsel dönemimiz, hışmına uğramayan bir örgütümüz yok ne yazık ki. Sanıyorum tüm bir mücadele tarihimiz en çok Hortum Süleymanlarda ortaklaşıyor.
Göğe Kuşak Lazım 5 Bölümden oluşuyor. İlk bölümde 1980’lerde LGBTİ hareketinin tarihsel gelişiminden bahsediliyor. Dernekleşme sürecinden bahsedilen ikinci bölümde adını hepimizin sıkça duyduğu ve mücadele pratiklerini bildiğimiz Lambda, Kaos GL’nin yanında SPoD, Hevi LGBTİ İnisiyatifi, İzmir’den Siyah Pembe Üçgen, Diyarbakır’dan KeSKeSoR, Eskişehir’den MorEL, Gaziantep’ten ZeugMADİ, Dersim’den Roştiya Asme, Adana’dan Queer İnisiyatifi’nin çalışmalarını hangi şartlarda yürüttüklerini de öğreniyoruz.
Siyasi partilerde adaylık, üyelik ve ortak çalışmaların anlatıldığı 3. Bölüm ’de yakın zamanda bir trafik kazasında hayatını kaybeden ve Şişli Belediye Meclis Üyesi CHP Adayı Boysan Yakar’la da bir görüşme yer alıyor.
Derneklerin Kapatılma Süreci ve Kabahatler Kanunu konusunda tanıklıkların yer aldığı 4. Bölüm özellikle Seks İşçisi Burak’ın anlattıkları bakımından iç burkucu. Burak o kadar ‘alışkın’ cümlelerle anlatıyor ki başına gelenleri. Oysa size dehşet verici geliyor. Bir arkadaşınızla iki kadeh bir şey içmeye çıktığınızı, yalnızca karnınızı doyurmak için bir mekâna oturduğunuzu, unuttuğunuz bir eşyanızı almak üzere yakında oturan bir arkadaşınıza gittiğinizi düşünün. Sonra polisle karşılaşıyorsunuz ve sizi sırf görünür olduğunuz, sokakta olduğunuz için hakaretle gözaltına alıp saatlerce alıkoyuyorlar. Persepolis izleyerek kadının İran’daki durumunun nasıl zorlaştığını görüp laikliğe dört elle sarılan dostlarım var benim. Göğe Kuşak Lazım’ı okuyup oradaki tanıklıklara kulak verdiğinizde anlıyorsunuz ki Burak ve dostları açısından ülkemiz yıllardır bir cins Persepolis aslında.
- Göğe Kuşak Lazım
- Yazar Adı: Ahmet Güneş
- Yayınevi: Sel Yayıncılık / LGBT Kitaplığı
- Basım Tarihi: Mart 2016
- Sayfa Sayısı: 144
- Çağatay Yaşmut’tan Moda Cinayetleri - 16 Şubat 2019
- Bir Sevgi Masalı ve Organik Kitaplar - 19 Ocak 2019
- Domingo’dan Böcek Çılgınlığı - 12 Aralık 2018
FACEBOOK YORUMLARI