
Kerem Fırtına düşündüklerini, bozmadan aktarmış beyaz kağıdın üzerine. Buna da bağlı olarak yalın ve yapmacıksız.
İlginç bir kitap bu… Dizi oyuncusu Kerem Fırtına’nın yazdığı, kendisiyle doğrudan bağlantılı, abartısız bir kesit hayat öyküsünden… Kısa cümlelerle, anlık gidip gelmelerle, tam genç kuşağın nasılını niyesini nedenini öğrenebileceğimiz, tanıyabileceğimiz ipuçlarıyla dolu…
Doktor reçete verir, ama bir yazar verir mi? O, kafasında kurduklarını, kendince çizdiği yolda anlatır… O anlatımın kendisidir zaten ilaç; doktordan örnek verdiğimiz için… Sahi, doktorun da reçetesi kişiyedir, değil mi? Herkese aynı ilacı aynı dozda yazmaz doktor da… Nereye geldik? Hayatın bir reçetesi olmaz.
Reçetesiz hayat
Öyle olunca da dilediğinizce teşhis koyar, dilediğinizce ilaç yazar, dilediğinizce yaşarsınız. Kerem Fırtına da öyle yapmış. Kendince dile getirdiği, kendi ve aile öyküsünü okutturacak denli keyifli bir kitaba dönüştürmüş. Zorlanmış olabilir mi? Hiç sanmıyorum… Çok rahat okunuyor, çok rahat anlaşılıyor, çok rahat da özdeşleştiriliyor… Hele He-Man kılıcı ile Süpermen pelerinini anlatırken. Çocukça gelmiş olsa bile biz büyüklere -kendinize itiraf etmekten kaçınmayın- hâlâ düşlerinizde yaşatıyorsunuz onu. Benim düşlerimden hiç gitmediler de… yinelenmesi pek bir keyifliydi. Denemesi bedava!
Hepimizin idolleri olmuştur, o idollerle yaşamışızdır. Kimi ulaşılmazdır onların, ama Kerem yakında bulmuş o idolünü. Bulmuş, ama engellenmiş görmesi. Zaten He-Man kılıcı ile Süpermen pelerinini tam da o zaman kullanmak istemiş. Değilse neye yarar, o kılıç ile pelerin? Onlar üzerinden geçmiş bilgisayarın önüne, ekranda belirmiş sözcükler.
Radikal dürüstlük…
Düşündüklerini, bozmadan aktarmış beyaz kağıdın (bilgisayar klavyesi mi demeliydim?) üzerine Fırtına. Buna da bağlı olarak yalın ve yapmacıksız. “Gezi” ile birlikte tanıdığımız o kuşak, tam da böyle yaşıyor: Yalın, net, apaçık. Sözcükler neyse o. Eğip bükecekseniz, siz yapacaksınız onu, hem de dilediğiniz gibi yorumlama serbestisiyle… Kaygıları yok, beklentileri de… “Bu, kardeşim! İstiyorsan.” Alışmak zorundayız, alışmak için de elimizi çabuk tutmak gerek. O kuşak, buna radikal dürüstlük diyor, kabul etmek zorundayız. Art niyetsiz, önyargısız anlatıyor ve anlıyorlar.
Kafaları değiştirme zamanı…
Ekim’den bu yana 7 baskı yapmışsa, bu Kerem Fırtına’nın yazdıklarının ne denli kolay okunur ve anlaşılır olduğunun kanıtı… Bence asıl görevi, kuşaktaşlarını anlayabilmek için bir fırsat sunması, bir kapı aralaması… Başarıyor da…
“Karıncayı bile incitmez’ sözünden incinir karınca”… sözü hemen başta sizi de etkileyecektir… Dönüp
Beklentilerinizin ne denli küçük, idollerinizin ne denli ulaşılır, umutlarınızın ne denli yakın olduğunu o kadar kolay anlatıyor ki… Okurken kendinizle bağlantı kurmuyorsunuz, ama sonra… işte sonrası önemli. Bakmışsınız, anlatılan sizin hikayenizmiş.
![]()
|
Okuma önerisi!Fahrenheit 451 – Ray Bradbury Pınar K. Üretmen’in incelemesi; “Bu Kitabı Ateşten Koruyun: Fahrenheit 451“ Fahrenheit 451 ne denli önemli olduğu ıskalanan günümüz dünyasının iki kör noktasını büyüteç altına alarak bir gelecek-dünya kurgusunda gözler önüne serer. |
- Hayata bir de bu “pencere”den bak!… - 9 Nisan 2020
- BİTMEYEN AŞK: İSTANBUL - 7 Aralık 2019
- Türkiye’nin Çilingir Sofrası: Rakı Gastronomisi - 3 Aralık 2019