Kırlangıç Çığlığı; Yaşam, ölüm, istismar…

Bu romanda her kelimenin ardında politik bir tartışma var. Göz yummanın, sessiz kalmanın anti tezi yazılmış Kırlangıç Çığlığı ’nda.

Başkomiser Nevzat, Ahmet Ümit’in yeni romanı Kırlangıç Çığlığı ile birlikte tekrar aramıza döndü. Hem de cinayet masasının diken üstünde olmasına neden olan bir cinayeti çözmek için. Hikayemiz, Kasımpaşa’da bir çocuk parkında erkeğe ait olan bir cesedin bulunmasıyla başlar. Bu cinayetin ardından faile dair net bir delil bulunamaz. Ancak cesedin tescilli bir çocuk istismarcısı olması geçmişe dönük sis perdesinin de aralanmasını sağlar. Öldürülen adam daha önce Başkomiser Nevzat’ın da çocuğunu taciz etmiş biridir. Tüm ihtimaller 2012 yılında işlenen 12 cinayetin bulunamayan failini işaret eder. Nam-ı diğer Körebe…

Körebe’nin bundan tam 12 yıl önce işlediği cinayetlerin bir kopyasıyla karşı karşıyadırlar. Maktulün sağ kulağı kesik, ensesinden tek kurşun sıkılmış ve gözü kırmızı kadife bir kumaşla kapatılmış. Körebe’nin 12 cinayetinde de maktuller tescilli çocuk istismarcısı. Tüm cesetler çocuk parkında, okul bahçesinde ya da çocukların zaman geçirdiği herhangi bir mekanda bulunuyor. Katil cinayetleri işledikten sonra yanlarına bir de oyuncak bırakıyor. Günümüzde yaşanan bu son cinayetin geçmiş cinayetlerle bir bağı var mı? Körebe geri mi döndü? Tüm bu soruların cevabı belki de geçmişte açık kalmış dosyanın da kapanabilmesini sağlayacak.

Olayın üstünden iki gün geçer ve yeni bir cinayet daha işlenir. Olaylar zinciri bununla birlikte gelişmeye başlar. Yeni cinayet Tophane’de işlenmiş ve yine bir çocuk istismarcısına aittir.

Kırlangıç Çığlığı; cinayet cinayettir!

Bugün gerçekleşen cinayetlerin ortak özelliklerinin çocuk istismarcıları olması vicdanlarda derin bir tartışma başlatır. Katil kötüleri öldürerek iyilik mi etmektedir? Ama bir yandan da cinayet cinayettir!

Romanın bu anlatısından biraz uzaklaşıp gerçek olaylarla ilişki kuracak olursak, Ahmet Ümit’in Kırlangıç Çığlığı’nda toplumsal bir tartışmaya da ışık tuttuğunu görüyoruz. Bu bağlamda Kırlangıç Çığlığı heyecanlı bir polisiye roman olmanın ötesine geçip toplumsal bazı konuları işleyip politik bir yaklaşım da sunuyor. Ve yine aynı şekilde bizlerin de yaşayabileceği iç hesaplaşmalara ayna tutuyor. Son yıllarda artan kadına yönelik şiddet, tecavüz ve çocuk istismarı gibi konularda toplumsal öfke hakimken, bunu gerçekleştirenlere yönelik uygulanacak ceza da bir tartışma konusu olarak karşımızda duruyor. Tecavüzcüleri ve tacizcileri hadım etmek, “tedavi etmek”, hapsetmek, öldüresiye dövmek sorunu çözer mi?

Başkomiser Nevzat, Körebe’yi yakalayabilmek için amansız bir takibe başlar. Ancak bu olaylara paralel yine çocukların hedefte olduğu cinayetler karşılarına çıkar. Suriyeli mülteciler savaştan kaçıp gelmiş ve yoksulluğun girdabında yaşamaya çalışmaktadır. Bir şebeke de mültecilerin yoksulluklarından istifade edip ailelerden çocuklarının böbreklerini almak ister. Başkomiser Nevzat’ın yolu bu kez de mültecilerle kesişir. Bu romanda mülteciler çığlık çığlığa uçuşan kırlangıçlar gibidir. Kimi göç yolunda düşer gider, kimi de vardığı yerde yorgunluktan ve açlıktan bitkindir. Usta yazar öyle etkili bir metafor kullanmış ki romanında her kelimenin hakkını fazlasıyla vermiş. Mültecilik dediğin şey yaşamak için “kaçarken” belki de yaşamından olmaktır.

“Bıçak sırtı” bir konu

Romanın merkezine yerleşen “çocuklar” teması derin bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Ahmet Ümit’in ortaya çıkardığı kurgu her gün gazetelerde ya da televizyonlarda gördüklerimizden farksız. Ahmet Ümit burada bir aydın olmanın kendisine yüklediği sorumlulukla “bıçak sırtı” bir konuyu kitapseverlerin karşısına çıkarıyor. Okuyan kişiyi derinden etkiliyor.

Usta yazar Ahmet Ümit, Beyoğlu’nun En Güzel Abisi’nin ardından Elveda Güzel Vatanım’ı yazarak Başkomiser Nevzat’ı biraz dinlendirmişti. Kırlangıç Çığlığı’yla Nevzat’ı muhteşem bir olay örgüsüyle birlikte tekrar işinin başında görüyoruz.

Kırlangıç Çığlığı’nı okurken her polisiye romanda olduğu gibi bir sarmalın içine gireceğiniz aşikar. Ancak bu romanın en temel özelliklerinden bir tanesi de olay örgüsünde açık bulamayacak olmanız. Herhangi bir sayfada mantık sınırlarını zorlayan bir cümleyle karşılaşmayacaksınız.

Çocuk istismarını kitabın merkezine koyan usta yazar Ahmet Ümit yine oldukça başarılı bir iş çıkarmış. İçimizi kanatan bir konuyu tüm görüngüleriyle ele almış. Minik yürekleriyle tüm kötülüklerden habersiz olan çocuklar belki de insanlığın en kıymetli varlıkları. Bu konu asla görmezden gelinemezdi. Ahmet Ümit üzerine düşeni yaptı. Bir cerrah edasıyla neşteri kullanması gereken yerde kullandı.

Kırlangıç Çığlığı’nı hakkını vererek okumak gerekir. Sadece cinayeti çözmeye çalışan cinayet masası ekibinin heyecanlı koşturmasıyla sınırlı kalmayın. Bu romanda her kelimenin ardında politik bir tartışma var. Göz yummanın, sessiz kalmanın anti tezi yazılmış Kırlangıç Çığlığı’nda. Sözün özü yozlaşmış bir toplumun karşısında insani tüm değerlerimizle ayakta durmaya devam edelim. Yozlaşanın da yozlaştıranın da üstesinden gelecektir insanlık…

  • Kırlangıç Çığlığı
  • Yazar: Ahmet Ümit
  • Türü: Polisiye Roman
  • Baskı Yılı: Mart 2018
  • Sayfa Sayısı: 400 Sayfa
  • Yayınevi: Everest Yayınları

 

Okuma önerisi!

Masal Masal İçinde – Ahmet Ümit

Ayşegül Gezgin’in incelemesi; “Masal Masal İçinde
yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ

Masal Masal İçindeAhmet Ümit’in akıcı dili ve temiz türkçesi ile masaldan masala sürüklenmeyi vaat ediyor okuyucuya bu güzel kitap.

Gün Çağ Aydın
Takip için
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Yeni Gelen Dergisi Yayın Hayatına Başladı!

Read Next

Eğitimde Edebiyat Seminerleri

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *