Ayfer Tunç öykü ve romanlarını seven edebiyat okurlarındansanız onun; hüzünlü, derin, çok katmanlı diline aşinasınızdır. Can Yayınları etiketiyle Şubat ayında yayımlanan Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura adlı romanıyla okuyucusunu yine sukutuhayale uğratmıyor Ayfer Tunç.
“Aşkı hayatla bir tutuyor. Ölümün aşktan büyük olduğunu sanıyor. Ölüme rağmen âşık olunduğunu, hatta ölüm olduğu için âşık olunduğunu anlayamıyor.”[i]
Sophie adını duyunca, yeğeninin, Umut’a sorduğu “… sevgilin mi? ”sorusu karşısında düşündükleri, düşündürdükleri romanın izleğini oluşturuyor. Ölümün, aşkın, hayatın, kavuşma ve kavuşamamanın ve Ayfer Tunç romanlarının büyük kısmında olduğu gibi ailenin tartışıldığı bir romanla karşı karşıyayız.
“Kederi aile sıcaklığının içine gizlemenin yollarını bulacağız demek daha doğru.”[ii]
Yazı
Annesinden geçen kötü bir genle ölümcül hastalık taşıma potansiyeli olan iki erkek kardeşten küçük olanı Umut. Her ne kadar ağabeyiyle aynı oranda ihtimal taşısa da piyango ona vuruyor ve annesiyle aynı makûs talihi paylaşıyor. Tüm vücudu yavaş yavaş ele geçiren, en son zihnin dağılmasıyla noktalanan bir hastalık bu. Hastalığın gidişatı insanda isyan etme hissi uyandırıyor. Kardeşlerden kime denk geleceği basit bir ihtimal hesabı aslında. Ya da basitçe yazı tura. Yazı, Umut’a denk geliyor.
Babası ve abisinin “Çıkmadık candan umut kesilmez.” duygularıyla Amerika’ya yollanıyor Umut. Henüz hastalığın başlangıcı sayılır. Amerika’daki tanıdıklar, evler, gözünün içine bakmaktan çekinilen, üzerine titrenilen Umut’a açılıyor. Umut, Sophie ile yüzleşmek ve babasının gönlünü etmek için gittiği Amerika’da Sanem’le tanışıyor. Ömrünün en umutsuz günlerini, Sanem’le birlikte “tasasız” geçiriyor. İkisi de hayatlarının en güzel zamanlarını birlikte yaşadıklarının farkındalar.
“Kısacık bir an için bile olsa gülmek pusuda bekleyen ölümü yenebilir. …Yaşamak zaten anlık bir şeydir.”[iii]
Umut; hastalığıyla, geçmişiyle, kısa geleceğinin nasıl sonlanacağıyla ilgili sorunlarla boğuşurken; Sanem, kendine ve Umut’a karşı hissettiklerine dair hemen hiç açık vermeden geçiriyor bu son günleri.
Ya da Tura
“Zaten biz ne zaman ikimiz olsak dünya bizi terk etmiş, kimse bizi aralarında istememiş gibi oluyorduk. Birbirinin acı dolu bedenleriyle yetinen iki yoksul âşık, âşık olduğunu bilmeyen veya bilmek istemeyen.”[iv]
Umut’un Amerika’dan Türkiye’ye dönüşü Sanem’in çözülüşünü de sağlıyor. Yıllardır üzerini kapatıp geçtiği bir geçmişe sahip o da. Ailesinin aslında sebebi çok da belli olmayan bir şekilde onun üzerine gitmesi, ezmesi, ablası ve abisinin yanında ona eziyet eden davranışları üzerinden uzun bir hesaplaşmaya giriyor Sanem.
Öte yandan daha önce Umut’un ağzından dinlediğimiz birliktelik öykülerini, anılarını bu sefer Sanem’den dinliyoruz. Umut’un o anlarda Sanem’in ne düşünüyor olabileceği üzerine meraklandığı anların yanıtları bunlar.
Umut’un payına düşen Yazı ile birlikte, Sanem’in payına düşen Tura’nın hikâyesini; üzerine çokça düşünülmüş, günlerce çalışılmış, iyi diyaloglarla bezeli, aksamayan bir ritimle kotarmış Ayfer Tunç.
Ya’ aburnee [v]
Ayfer Tunç günümüz Türkiye edebiyatının en önemli yazarlarından. Öyküleri; Saklı, Evvelotel, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi, Taş-Kâğıt-Makas’tır. Kapak Kızı, Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi, Yeşil Peri Gecesi, Dünya Ağrısı adlı romanları yayımlandıktan tam dört yıl sonra geldi yeni romanı Âşıklar Delidir Ya da Yazı Tura. Öykü ve roman dışında yaşam öyküleri, yaşam-anlatı tarzında eserleri de var.
Ayfer Tunç’un tüm roman ve öykülerinde olduğu gibi son romanında da ana karakterler dışında, Türkçe romanlarda çok sık rastlamadığımız, bir karakter bolluğu var. Kendi hikâyeleri olan karakterler bunlar. Sayfa doldurmak için yaratılmadıklarını okurken anlarsınız. Her birinden yeni romanlar üretebilirsiniz.
Son romanında Eda’nın; Umut’un babasının, ablasının ve doktoru Stefan’ın; Cathy’nin kendilerine dair birer öyküleri var. Sanem ve Umut için orada değiller, onlar olmasa da ayakta durabilecek hikâyelere sahipler.
Karakter yaratmak her yazarın üstesinden gelebildiği veya tercih ettiği bir tarz değil. Kimi roman ve öykülerin yalnızca kurgularıyla edebi tatmine ulaşabilirsiniz. Ayfer Tunç eserlerinde ise hem karakterlerin sağlamlığı hem de kurgunun aksamadan düzgün bir ritimle akması size okuyor olmanın coşkusunu hissettirir.
Bugünlerde okuyacak iyi bir edebi eser arıyorsanız naçizane Ayfer Tunç romanlarını tavsiye ediyorum. Pişman olmazsınız.
[i] Syf; 35
[ii] Syf; 39
[iii] Syf; 46
[iv] Syf; 188
[v] Syf; 447 (Yokluğu ile yaşamanın acısına dayanamayacağın kişiden önce ölmeyi dilemek anlamındaki Arapça sözcük.)
|
- Çağatay Yaşmut’tan Moda Cinayetleri - 16 Şubat 2019
- Bir Sevgi Masalı ve Organik Kitaplar - 19 Ocak 2019
- Domingo’dan Böcek Çılgınlığı - 12 Aralık 2018
FACEBOOK YORUMLARI