Süperpoze: Bir Kuantum Romanı

April Yayıncılık tarafından ilk baskısı geçen ay yapılan Süperpoze: Bir Kuantum Romanı; adı, aksini iddia ediyor gözükmesine rağmen rahat okunan, sürükleyici bir bilimkurgu.

Kitap okumayı sevmek, kitap okumadan duramamak farklı farklı ruh hallerine sahip olmayı getiriyor/gerektiriyor.

“Ölmeden Önce Okunması Gereken Zilyon Kitap”, “Bu Ay Okumanız Gereken Göz alıcı Kitaplar” gibi listelere çok aldırmıyor olabilirsiniz. Bu yaklaşımınız; otobüste, vapurda kitap okuyan birini gördüğünüzde, eldeki kitabın adını görmek için girdiğiniz türlü akrobatik hareketlerin önüne geçemez. Bir kitapseverin ilk ruh hali; merak.

Sizin bilmediğiniz, adını bile duymadığınız yazarın bir eserini, okumaya henüz fırsat bulamadığınız okumak istediğiniz başka bir kitabı okuyanı gördüğünüzde oluşan ruh hali; kıskançlık.

Her hafta iki kitap okusam yılda 104 kitap yapar, daha da şu kadar ömrüm varsa çarp… Offf, çok okumam lazım, okunacak çok kitap var ruh hali; umutsuzluk ve saldırganlık.

Tüm bu ruh hallerinin sonucu olarak haftada okuduğunuz kitap sayısını artırır ve deliye dönersiniz. Şahsen yılın sonlarına gelirken işi çığırından çıkardığım ve deliye döndüğüm doğrudur.

Geçtiğimiz hafta Hikmet Hükümenoğlu’nun ilk ve son romanını; sonrasında Murat Özyaşar’ın Sarı Kahkahası’nı okuyup göğsüme bir boğa oturmuşçasına dolaştım. Bu ağırlığı biraz hafifletmeliydim. Hafifletmekte kullandığım en iyi yöntem sürükleyici, eğlencesi bol bir polisiye ya da şaşırtıcı bir bilimkurgu okumaktır. Süperpoze: Bir Kuantum Romanı bu iş için biçilmiş kaftan oldu diyebilirim.

David Walton

Çeşitli öykülerle yazarlık kariyerine başlayan David Walton’ın ilk romanı ‘Terminal Mind’ 2008 yılında bilimkurgu edebiyatının önemli ödülü Philip K. Dick ödülünü almış. Daha sonra yazdığı iki romanı ‘Quintessense’ ve ‘Quintessence Sky’ tarihsel fantezi türünde. David Walton’ın dilimize çevrilen ilk romanı Süperpoze, iki kitaplık bir serinin ilki. İkincisi ‘Supersymmetry’ olan seri 2015 yılında yayımlanmış.

“Mutlu bir aile hayatına, güzel çocuklara sahipsiniz. Gece yarısı kapınıza dayanan eski bir arkadaşınız, size kuantum dünyanın kapılarını araladığından bahsediyor ve sabah ölü bulunuyor. Öldürüldüğü odada sizin parmak izleriniz, DNA’nız. Ayakkabınızda arkadaşınızın kanı. Tek şüpheli sizsiniz. Oysa siz, masum olduğunuza eminsiniz. Emin misiniz?” April Yayıncılık arka kapağına aldığı bu cümlelerle tanıtmış romanı.

Ben de kısaca April’in tanıtımına eklemeler yapıp romanın üzerimde bıraktığı izlenimlerden bahsedeyim.

Jakob Kelley, eşi Elena ve üç çocuğuyla orta sınıf bir hayat sürmekte olan ve daha önce New Jersey Süper Çarpıştırıcısı’ndaki kariyerini sonlandırmış bir fizikçidir. Bir kolejde fizik öğretmenliği yaparak “… siyaset yok, deney zamanı için ağız dalaşı yok, yapmaya devam edebilmek için ne kadar mühim bir iş yaptığımı yabancılara kanıtlamak zorunda değilim.” sözleriyle daha önce çalıştığı kuruma olan küskünlüğünü belirterek mütevazı bir yaşam sürmektedir.

New Jersey’de birlikte çalıştığı arkadaşı Brian Vander biçimsiz bir kıyafetle kapısına geldiğinde bu sakin ve sıradan hayatı bir daha düzelmemek üzere yoldan çıkar.

Vander cocukların oyuncaklarından biri olan jiroskopu masanın üzerine koyar. Herhangi bir güç kaynağına bağlı olmadan, müdahale edilmezse sonsuza kadar dönecek gibi hareket etmeye başlar jiroskop. Ciddiye almadıkları Brian, Kelley çiftinin dikkatini çekmiştir. İkinci hareketi daha fazla dikkat çekicidir ama oraya gelmeden önce başka bir bölüme geçeriz.

Süperpoze: Bir Kuantum Romanı tıpkı anlattığı anlatmaya çalıştığı Kuantum teorisi doğrultusunda; aynı anda başka bir boyutta/mekanda/zamanda olunabileceğine ilişkin kurgusunu bölümlemelerde de göstermiş. 41 Bölümlük romanın kimi kahramanlarının farklı boyutlarda yaşıyor ya da canlı olma ihtimallerine göre kurguyu şekillendirmiş David Walton. Bunları Alt Spin ve Üst Spin diyerek adlandırarak bölümlendirmiş.

Benim gibi, kuantum mekaniği, fizik teori ve kuramlarına uzak olanların bile sosyal bilimlerdeki göndermelerinden az buçuk haberdar olduğu Schrödinger’in Kedisi deneyi de Süperpozisyon kavramı da, Kuantum Mekaniği de bir ‘çoksatarda’ ne kadar basitleştirilebilirse o kadar basitleştirilerek tarif edilmiş. Mekanik bir öğretici gibi değil hem. Konu hakkında uzman olmayanlar, konunun teknik kısmına pek de takılmadan rahatça okuyabilirler. İlle öğrenmek isterseniz vikipedi ve Google, başlıklar hakkında bazı bilgilere ulaşmanızı sağlayabilir. Anlatılanların doğru mu yanlış mı yorumlandığınaysa elbette konunun uzmanları karar verebilirler. Zaten bir romanın böyle bir zorunluluğu var mıdır tartışılır.

Çoksatarlık Kurallarına Kısa Değiniler

Sanırım ‘çoksatar’lığın alametifarikası olan birçok unsur yan yana gelince Süperpoze türünden ürünler ortaya çıkıyor. Bahsettiğime somut örnek vermek gerekirse Dan Brown’ın bir solukta okunan kitaplarını söyleyebilirim. (Daha önceki tanıtımlarımda da değindiğim, örneklemimdeki Dan Brown sıklığı sanırım düzenli takip ettiğim tek çoksatar olmasından kaynaklanıyor, tekrara düştüğümü düşünenler olabilir, affola)

Dikkati çekecek bir tarihsel figür ya da mekân hakkında; aksiyonu düşürmeden, didaktizmin tuzağına düşmeden, nesnel bilgilere dayanırcasına yazılır. Aksamayan bir anlatım ve kurguyla tarihi kimi “spekülasyonlar”, yazarın düşünsel süzgecinden geçirilerek yeniden yazılır.

Tarihin romanlardan öğrenilmeyeceğinin ayırdındaysanız eğlencelidir, okuması rahattır; konunun geçtiği mekânlara turistik gezi yapacaksanız yararlıdır.

Tekraren tarihi romanlardan öğrenmeye meraklı değilseniz ve okuduğunuzun kurgu olduğunu hiç unutmazsanız.

Aynı durum Süperpoze için de geçerli

Bilimkurgu ve polisiye okuru açısından Süperpoze hoş vakit geçirtebilecek bir bestseller olmuş. Ülkemizdeki durumu nedir bilmiyorum ama dünya çapında büyük satış rakamlarına ulaştığı, Adam Fawer’ın Olasılıksız’ıyla karşılaştırıldığı söylenenler arasında. Kimi ufak mantık hataları olmakla birlikte aksamıyor, şaşırtıcı kimi ögelerle merak duygusunu zinde tutuyor. İnsan ilişkilerine, karakterlerin dönüşümüne çok derinlikli olmamakla birlikte dokunuyor.

Yayınevinin serinin ikinci kitabını ne vakit yayımlayacağını bilmiyorum. ‘Supersymmetry’  adlı bu romanın içeriğine dair bilgiye de sahip değilim. İlk kitaptan edindiğim izlenim Varcolac’ların Kelly ailesiyle işinin bitmediğiydi. Bekleyip, öğrenelim.

Küçük bir tüyoyla sonlandırayım. Bu yıl ikincisi yapılan Kara Hafta İstanbul etkinliklerinin son günü yani 3 Aralık Cumartesi 18:00 – 19:00 arası romanın yazarı David Walton Kuantum ve Polisiye söyleşisi gerçekleştirecek.

  • Süperpoze: Bir Kuantum Romanı
  • Yazar: David Walton
  • Türü: Bilimkurgu
  • Baskı Yılı: Ekim 2016
  • Sayfa Sayısı: 318 Sayfa
  • Yayınevi: April Yayıncılık

Güzella Bayındır
Takip için
Latest posts by Güzella Bayındır (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Hitler’in Unutulan Çocukları

Read Next

Afşin Kum’un ilk romanı Sıcak Kafa’da tebessüm ettiren 7 “abuklama”

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram