Bir Solukta Evren ve Dünya Tarihi, 13,8 milyar yıllık tarihin bilimsel, anlaşılır ve ilgi çekici anlatımı.
Kara delikler, paralel evrenler, uzak yıldızlara yapılacak yolculuk, dünyamız dışında hayat olma ihtimali, yıldız savaşları… Bilim geliştikçe ve uçsuz bucaksız evren konusunda yeni bilgilere ulaşıldıkça merakımız azalmıyor aksine her geçen gün artıyor. Bu konuda yapılan filmler, diziler, yazılan kitaplar da merakımızı körüklüyor. Ancak bu kavramların hangisinin bilimsel verilere dayandığını hangilerinin hayal gücünün bir uzantısı olduğunu ayırt etmek de bir o kadar zorlaşıyor.
Kimim ben? En varoluşsal sorudur bu. Kimim ve nereden geliyorum? Nasıl var oldum? Ve sonum ne olacak? İlk çağlarda yıldızlı gökyüzüne bakarak kendi varoluşunu sorgulayan atalarımızdan kalan bir miras bize merak. Ancak bu merak sayesinde araştırmaya, sorgulamaya ve keşfetmeye yönelmiştir insanoğlu. Bilim, bu sayede var olmuş ve paralel evrenlerin araştırılmasına dek gelebilmiştir. O halde, evrenin oluşumu ve kendi varlığımız hakkındaki sorular birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve bizleri evrenin ve dünyanın tarihine götürür.
Bulanık bir görüntüye yaklaşarak bakarsanız görüntü daha da bulanıklaşır. Net olarak görme, çizgileri birbirinden ayırma ihtimali kalmaz. Görüntü, gerçekte olduğundan çok daha farklı bir şey gibi algılanır. Yorum ve hayal, gerçeğin önüne geçer. Zira evrenin ve insanlığın oluşumu konusunda da yüzyıllardır böyle olagelmiştir. Bilmedikçe ve görüntüyü çözümleyemedikçe, kendince cevaplar bulmaya çalışmıştır insanlar. Böylelikle mitler, destanlar, efsaneler ortaya çıkmış, gerçekle hayal birbirinin içine karışmıştır. Oysa geldiğimiz noktada artık bilimsel verilerle, görüntüden uzaklaşarak ve manzaranın tamamına uzaktan bakarak daha doğru şeyler söyleme olanağına sahibiz.
Evrenin ve dünyanın oluşumu gibi milyarlarca yıl önceye ait süreçler bilimsel birer veri olarak bize sunulsa da tüm bunları anlamak o kadar da kolay değil. Bunun iki temel nedeni olduğu söylenebilir. Bilimin çok hızlı ilerlemesi nedeniyle eskiyle yeni bilgilerin birbirine karışması ilk sorun olarak değerlendirilebilir. İkincisi ise bu karışık, detaylı bilimsel bulguların anlaşılabilir bir dille anlatımına ihtiyaç duyulması. O zaman bilimsellikten uzaklaşmadan ama anlaşılır bir dille ve güncel bilgileri içeren derli toplu bir kaynağa ihtiyacımız var.
İşte, Bir Solukta Evren ve Dünya Tarihi, 13,8 milyar yıllık tarihin bilimsel, anlaşılır ve ilgi çekici anlatımı. Bizi kolumuzdan tutarak bir adım geriye çekerek, manzarayı daha net ve doğru şekilde görmemizi sağlıyor. Resme hangi açıyla bakacağımızı ve gördüklerimizin anlamını bize öğretiyor. Sade bir dille kapsayıcı ama okuru detaylar içinde kaybolmaktan koruyan bir anlatıma sahip. Evrenin, dünyanın ve canlı türlerinin ortaya çıkışından insanın sosyal bir varlık olarak uygar topluluklar kurmasına kadar kilit özelliği taşıyan tarihleri ele alıyor. Anlatımı ilginç bilgilerle zenginleştirerek kitap boyunca okurun dikkatini ve ilgisini kaybetmesini engelliyor. Hem biyolojik süreçlerle yeryüzünde yaşamın oluşması, çeşitlenmesi, evrim ve türlerin oluşmasını ele alıyor hem de insanlığın sosyolojik yaşamı boyunca ilk alet kullanımından devrimlere, savaşlara, bilimsel buluşlara uzanan bir süreci özetliyor. Böylelikle biyoloji, tarih, kozmoloji, sosyoloji kitaplarının ayrı ayrı anlattığı sürece bakabiliyor yani manzarayı bütün olarak kavrayabiliyoruz.
Tarihte Bugün: 13,8 milyar yıl önce bugün Büyük Patlama evreni meydana getirdi. 4,5 milyar yıl önce bugün Güneş, Dünya ve diğer gezegenler de dâhil olmak üzere Güneş Sistemi oluştu. |
Modern bilim henüz ortada yokken de insanlar bu sorulara cevap arıyorlardı. Kendi buldukları yanıtları efsaneler, mitolojiler, masallar yoluyla nesiller boyu aktardılar. Ama yeni soruların da sonu gelmiyordu. 18. Yüzyılın sonunda jeologlar dünyanın inanıldığı gibi altı bin yıl önce yaratılmadığını, çok daha eski olduğunu keşfettiler. 1920’lere gelindiğinde Amerikalı astronom Hubble evrenin Büyük Patlama adı verilen ciddi bir olayla oluştuğunu ileri sürdü.
Bir Solukta Evren ve Dünya Tarihi, altı bölümden oluşuyor. Her bölüm belli bir tarihsel süreç içinde gerçekleşen önemli olayları ele alıyor. Ancak sadece bilimsel verilerin verildiği bir kitap ya da bir tarih kitabı olarak ele almak yanlış ve yetersiz olur. İlgi çekici ve günümüzü anlamamızda-geçmişi idrak etmemizde kilit taşı niteliğinde olan olayların, süreçlerin heyecan uyandırıcı anlatımı denilebilir. Dinozorların neslinin tükenmesiyle ilgili kuramlardan Fransız devrimine, iki büyük dünya savaşının temelinde yatan ekonomik nedenlerden köleliğin sanayi devriminin ortaya çıkmasındaki etkisine dek çok farklı bilgileri bir arada bulma imkânı sunuyor okura.
Kitabın ilk bölümü Büyük Patlama, dünyanın oluşumu ve yeryüzünün şekillenmesi konularına odaklanıyor. Beyaz cüce, kara delik, süpernova, nötron yıldızı gibi kavramları ele alıyor. Evrende yalnız mıyız ya da yaşamın kaynağı nedir gibi güncel ve ilginç sorular sorarak bunlar üzerinde düşünmeye, fikir yürütmeye davet ediyor. Bu anlatım tarzıyla da okuru anlatının içine sokarak interaktif bir sürece dâhil ettiğini, bu sayede merak ve ilgiyi yitirmeden okuma olanağı yarattığını söyleyebilirim. Evrim, türlerin kökeni ve genler-mutasyonlar gene bu bölümün konuları arasında ele alınmış.
Tarihte Bugün: 3,7 milyar yıl önce bugün Dünya’da yaşamın en eski formu olan bakteri benzeri organizmalar ortaya çıktı. 3,4 milyar yıl önce bugün fotosentezden enerji elde eden siyanobakterler gelişti. |
İkinci bölüm Hayvanlar Alemi. Bundan sonraki dört bölüm insanlığın gelişimi üzerine: İnsanlar Hükmetmeye Başlıyor, Uygarlık, Batının Yükselişi ve Modern Dünya.
Her bölümde bilgilerimiz pekişiyor ve yeni ilginç detaylar öğreniyoruz. Dinozor sözcüğünün Yunanca “korkunç kertenkele” anlamına geldiğini, dinozorların gelmiş geçmiş en başarılı ve çeşitlilik sergileyen hayvan gruplarından biri olduğunu, yaklaşık 230 milyon yıl önce ortaya çıktığını ve 165 milyon yıl yeryüzünde kaldıklarını öğreniyoruz mesela. “Dinozorların 66 milyon yıl önce birdenbire yok olması, dünya üzerinde yaşamın tarihinde meydana gelen kitlesel yok oluşlardan sadece biridir. Türlerin soyu sık sık tükenir; bu evrimin doğasıdır. Dinozorların neslinin tükenmesiyle birlikte, 150 milyon yıldır yaşamını sürdüren bir grup ufak tefek, göze çarpmayan hayvan, gezegenin çeşitli bölgelerinde gelişme, çeşitlenme ve yayılma fırsatı bulmuştur. Bunlar memelilerdir.”
Tarihte Bugün: 600 milyon yıl önce bugün ilk çok hücreli organizmalar ortaya çıkıyor. 66 milyon yıl önce bugün dinozorlarla beraber, amonitlerin, ihtiyozorların, pterozorların kitlesel yok oluşu. 200 bin yıl önce bugün Homo sapiens (modern insan) ortaya çıkıyor. |
Alet kullanımı, ateşin bulunuşu ve kullanımı, Afrika kıtasından çıkarak dünyaya yayılma, kültürün, dilin, din ve sanat eserlerinin ortaya çıkışı gibi konularda gene ilgi çekici bilgiler yer alıyor üçüncü bölümde. İnsanları insan kılan nedir sorusunun peşi sıra giderken bilinç ve bellek konularına değiniyor. Aynaya bakarak kendini tanımanın ve alet kullanımının insana özgü olmadığını, şempanze ve kargaların alet kullanabildiğini öğreniyoruz. “Hayvan psikoloğu Irene Pepperberg otuz yıl boyunca Afrika gri papağanı Alex’e temel İngilizce sözcükler ve çeşitli renkler, şekiller ve boyutlar ayırım yapmayı öğretmiştir. Alex en sonunda kendisinin ne renk olduğunu sormuştur. Bu, insan olmayan bir canlının varoluşsal bir soru sormasına ilişkin bilinen tek örnektir.”
Tarihte Bugün: 150 bin yıl önce bugün dilin gelişimi. 100 bin yıl önce bugün ilk ölü gömme uygulamaları. 13 bin yıl önce bugün ilk taşınabilir sanat eseri, oymalı geyik boynuzu, Çin’deki Longyn Mağarası’nda yapılıyor. |
İnsanın toplumsal bir varlık olarak yaşamı, şehirler kurması, ticaretin gelişimi, yazının bulunması, imparatorlukların yanı sıra bilim ve felsefenin gelişimi Uygarlık başlığı altında ele alınıyor. İdealist ve materyalist felsefe, iyi hayat nedir, Antik Yunanda bilim, Ortaçağ, Müslüman bilginlerin Ortaçağ boyunca bilim ateşini canlı tutuşu ve Aydınlanma felsefesine dair kısa ve ilginç bilgiler yer alıyor. Bu üstten bakış sayesinde bilimin ve savaşların yan yana yer alışına, insanın zekâsının yanı sıra baş edemediği hırsı nedeniyle dünyayı kurarken bir yandan da yıkışına şahit oluyor okur.
Beşinci bölüm Rönesans ve Reform, bilim devrimi, aydınlanma, sanayi devrimi, insan hakları, kapitalizm, ulus devlet anlayışı ve emperyalizmin anlatıldığı Batının Yükselişi.
Son bölüm Modern Dünya. 1900’lü yılların başından günümüze dek geçen tarihsel sürecin yanı sıra dünya ve evrenin geleceği konusundaki tahminler de bu bölümün anlatıları arasında yer alıyor.
Tarihte Bugün: 1905 yılında bugün Einstein özel görelilik teorisini açıkladı. 1917 yılında Rus Devrimi. 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı. 1933 yılında Naziler iktidara geldi. 1943 yılında ilk elektronik bilgisayar Alman şifrelerini kırdı. 1945 yılında Amerika Birleşik Devletleri atom bombasını kullandı. 1969 yılında Ay’a ilk insan indi. 1978 yılında ilk tüp bebek. 1989 yılında World Wide Web (internet) keşfedildi. 1997 yılında ilk memeli klonlandı. 2011 yılında dünya nüfusu 7 milyara çıktı. |
Bir yanda savaşlar, soykırım, ekonomik buhranlar, hızlı nüfus artışı, küresel ısınma, doğanın insan eliyle katli sürerken diğer yanda bilimsel ve teknolojik ilerleme son sürat devam ediyor. Nereden geldik sorusu artık nereye gidiyoruz sorusundan daha kolay cevaplanabilir hale geldi. Amerikalı romancı Walter Mosley’in, Gelecekle ilgili bildiğim tek şey şu: onu biz yapıyoruz dediği gibi geleceğimizi mahvetmek için elimizden geleni yapıyoruz. “Bir başka kitlesel yok oluşun ortasında olabiliriz. Bazı bilimciler her yıl 140 bin türün neslinin tükendiğini tahmin etmektedir. Peki, bunun sebebi nedir? İnsan faaliyetleri.”
Geniş açıyla, üstten bakış olayları daha iyi görmeyi ve değerlendirebilmeyi sağlar. Walter Benjamin tarih meleği Angelus Novus’u da tarihsel olaylara yukardan bakarak geçmiş yıkımları gören bir figür olarak tanımlar. Bir Solukta Evren ve Dünya Tarihi bize hem öğrenmemiz hem de doğru değerlendirerek cevaplar bulabilmemiz için üçüncü bir göz veriyor. Hem de milyarlarca yılı ve onlarca kavramı bir solukta, heyecanla okumamızı sağlayarak.
|
- Bu Kitabı Ateşten Koruyun: Fahrenheit 451 - 26 Nisan 2018
- Sonuçta bir direniştir yaşamak; Ernesto Sabato Üzerine - 31 Mart 2018
- Nefes Kesici Bir Gerilim: Kurtulan Kızlar - 21 Mart 2018
FACEBOOK YORUMLARI