Dünyanın ve Türk edebiyatının yüz akı Yaşar Kemal, İnce Memed ile yazarlığının destanını yazarak belki de kendi kahramanına öykünür.
Türk ve dünya edebiyatının yazı ustası Yaşar Kemal, dört seriden oluşan romanı İnce Memed’in ilk kitabını 1955’te yayımlar. Otuz iki yıllık bir sürede tamamlanan İnce Memed, 1953-1954 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilir. 1956 yılında Varlık Roman Armağanı’nı alan bu kıymetli eser; öncelikle Bulgarcaya, Nazım Hikmet tarafından Rusçaya, eşi Thilda Kemal tarafından İngilizceye ve ardından Fransızca, İtalyanca olmak üzere kırktan fazla dile çevrilir.
Etiyle, kemiğiyle, fikriyle; arzuları, zaafları ve çıkmazlarıyla insanın, insan tabiatının ortaya konulduğu zulmün öyküsüdür İnce Memed. “İnsanın insana ettiğine” bir başkaldırıdır. Destansı bir atmosferde şekillenen bu roman, bilhassa umut ve adaletin İnce Memed’in şahsında simgeleşip somutlaştığı yerel gerçekliğin sarsıcı bir anlatısıdır. İnce Memed; halkın kurtuluş imgesi, yiğitlik sembolü ve ağa zulmüne isyandır.
Güç, adalet, yokluk, çaresizlik, direnç, umut gibi insan yaşamını derinden etkileyen ve belirleyen bu önemli kavramlar üzerinde düşündüren Yaşar Kemal, toplumcu gerçekçi sanat anlayışının efsanevi bir örneğini verir. Cumhuriyet’in ilk yıllarının anlatıldığı bu kıymetli eser, Çukurova’da geçer. İnsanın özünü keşfeden eşsiz yazar, en zor koşullarda bile insana ve ondaki umuda olan inancını ortaya koyar. Güç karşısında biçare bırakılan insanın direncinin ve insanlık onuruna sahip çıkmasının varoluşunun temeli olduğu fikrini yansıtır. Toprak sahibi olma üzerinden şekillenen iktidar mücadelesi insanın para ve güç birlikteliğiyle vicdansızlaşma sürecinin acı bir göstergesidir. Bununla birlikte zulmetme dürtüsünün hırsla perçinlenmesi, hükmetme arzusunun insanları açlığa, yoksulluğa ve göçe zorlaması romanın ana iskeleti ve temel meselesidir.
Torosların Eşkiyası İnce Memed
Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Türk yazar olan Yaşar Kemal, halk kültürüne olan hakimiyetini tüm ustalığıyla yansıtır. Deyimler, türküler, yerel ağız özellikleri, efsaneler, halk hikayeleri, o yöreye ait seslenişler romanın kurgusunu destekleyen, özüne katkı sağlayan sözlü kültür ögeleri olarak karşımıza çıkar. İnce Memed’in halkın gözünde bir destan kahramanı, kötülere korku salan bir babayiğit ve kurtarıcı olarak görülmesi, üç günlük yolu bir gecede gitmesi, görenin bir daha unutmayacağı bir etki yaratması, onunla ilgili oluşan hikayelerin dilden dile tüm olağanlığıyla ama abartılarak, yüceltilerek her ağızdan yapılan eklemelerle dolaşması, İnce Memed’in yiğitliğine türküler yakılması bu durumun en belirgin göstergesidir.
Roman kahramanları ait oldukları coğrafyanın dil ve ağız özellikleriyle konuşur. Dualar, beddualar, günlük konuşma pratikleri, seslenişler, yakınmalar söz konusu yöreye ve kültüre has kelimelerle ifade edilir. Tüm bunlar Yaşar Kemal’in gürül gürül akan dili ve tartışmasız üslubuyla birleşip Türk edebiyatının devleşen serisini oluşturur.
Tabiatın Edebiyat Dili: Yaşar Kemal
Yaşar Kemal’in pek çok romanında tabiat belirgin bir ögedir. İnce Memed’de de tabiat; kurguyu tamamlayan betimlemeler olarak değil, romanın başat unsurlarından biri olarak karşımıza çıkar. Yazar, insanı tabiattan bağımsız bir varlık olarak görmez. İnsan; onun bir ögesi, kuşlar, dağlar, ağaçlar gibi doğada yer alan ve diğer canlı çeşitlilikleriyle eşit olan sistemin bir parçasıdır. Bu parçadan bağımsız olarak hikayesini oluşturamaz. İnsanın hikayesi tabiatın içinde başlar ve onsuz devam edemez. Varoluşu ancak doğanın varlığına bağlıdır.
Doğa, bu romanda ana temanın paydaşı ve tamalayıcı temel unsurudur. Köydeki susuzluğun etkisini Çukurova’nın yakıcı iklimini gözardı ederek anlatmanın mümkün olmadığını bilen bir yetkinlik görürüz. Köylünün toprakla kurduğu ilişki yaşamın temel fonksiyonlarını oluşturur. İnce Memed’in doğayı, hayvanı ve pek çok canlı türünü bilmesi yaşamda kalmasını, gideceği yolları, yaşayacaklarını doğrudan etkiler. Birçok farklı çiçek ve bitkinin kokusu usul usul esen yelle gelip İnce Memed’i dinginleştirir, düşüncelerini yatıştırır.Çukurova, Anavarza toprağı, Akçasaz bataklığı, Ceyhan Irmağı, su pürenleri, hayıtlar; turaç, şahin ve elbette atlar; Hemite, Orhaniye, Selimiye; ağaç, taş, toprak, gökyüzü Yaşar Kemal’in muazzam tabiat bilgisiyle canlı bir fotoğrafa dönüşür. Güneyin yakıcı sıcağı, sivrisineklerin yara izleri, susuzluktan yarılan topraklar tecrübe ettiğimiz eski deneyimlerimiz yanılsamasına düşürür. Dünyanın ve Türk edebiyatının yüz akı Yaşar Kemal, İnce Memed ile yazarlığının destanını yazarak belki de kendi kahramanına öykünür.
|
- TÜM YÖNLERİYLE MİZAH - 6 Mayıs 2022
- Özgürlük Nedir ya da Ne Değildir? - 4 Şubat 2020
- HANGİ KADIN? - 3 Ağustos 2019
FACEBOOK YORUMLARI